4.BÖLÜM: SORGU

163 7 9
                                    

Bölüm Şarkısı: Melike Şahin - Nasır

______

Hastaneleri hiçbir zaman sevememiştim. Adımlarımı attığım her beyaz ışıklarla kaplı koridorda kaybettiğim canlar ve ödediğim bedeller vardı. Umudumun diplerini görmüştüm hastane koridorlarında. Morglarda tespit için bekleyen gencecik kadınlar, gencecik canlar...

Hayal kırıklıklarımı hiçbir alçı tutmuyordu.

"İn." dedim yanımdaki adama dönmeden. "Bir daha da böyle saçma bir emrivaki yapma."

Birinin beni düşünmesine ihtiyacım yoktu. Hem de davasını aldığım bir şüphelinin beni düşünmesine, asla ihtiyacım yoktu. Biz böyleydik. Bir davalı gider başkası gelirdi ve eğer kişisel bir ilişkiye girersen, sonrasında üzülürdün. Bu yazısız bir kuraldı.

Kendi tarafımdaki kapının açıldığını gördüğümde ortalama yirmilerinin başında olan bir kız endişeyle bana bakıyordu. "Sandalyeyi getirin hemen!" dedi yanında duran iki tane hemşireye.

"Gerek yok." dedim bir yandan Kuzey'e öldürücü bakışlar atarken. "Kendim hallederim."

"Savcı hanımı siz alın." dedi Kuzey arabadan indiğinde. "Ben hemen geleceğim."

Hemşirelerin gelip beni almasını beklemeden bir hışımla arabadan indim. "Kendim hallederim demiştim." Bacağım biraz zonkluyordu ama hallolmayacak bir şey asla değildi. Sadece bunu bu hastanede yaptırmak istemiyordum. Böyle bir emrivakiye gerek yoktu.

İçeri girdikten sonra acile yöneldim.

"Savcı Hanım geldi! Biri koşsun!"

Az önce benim kapımı açan kızdı bu. Delirmiş gibiydi. "Sakin ol." dedim gülümsemeye çalışarak. "Sadece bacağım kanıyor, ölmeyeceğim."

Kafasını iki yana sallayıp beni dinlemeden bir oraya bir buraya koşturuyordu. Beni bıraktıkları odada bekliyordum. "Oturun lütfen." dedi içeriye giren doktor. Orta yaşlı bir adamdı, işini ciddiye aldığı belliydi.

Oturduktan sonra pantolonumu kaldırıp kanayan yerin gün yüzüne çıkmasını sağladım. "Biraz derin bir kesik olmuş. Dikiş gerekiyor." dedi ve yaramı incelemeye devam etti.

"Dikişe gerek yok üzerini kapatın yeter."

Adam benden uzaklaşıp eline bir iğne aldığında kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. "Üzgünüm savcı hanım," İğneyi bacağıma yaklaştırdığında direnmeyi kestim ve razı geldim. "Söz çabuk bitecek."

İğnenin ucu bedenimle birleştiğinde bir şey hissetmemiştim. Onun acısı şu an çok daha az geliyordu ve kesinlikle çok daha iyiydi. Buraya gelene kadar acımayan bacağım artık acımaya başlamıştı. Fakat yavaş yavaş uyuşacağını biliyordum.

Kapı açıldığında doktor da geri çekildi ve iğneyi bırakmak için yatağın hemen ilerisindeki dolaba yöneldi.

"Nasılsınız savcım?"

Son günlerimi zehir eden adam da gelmişti. Parfüm kokusu burnuma dolarken ondan tarafa asla bakmamıştım. "Uzanalım." dedi doktor.

Bacağımı kaldıramayacağımı anlayınca doktora baktım ama sırtı bana dönüktü. O an da harekete geçen isim tabii ki belliydi. "Ben hallederim." dedi yanıma gelirken. Onu susturmak için konuşmaya başlayacaktım ki bana izin vermeden belimden tutup yatağa yatırdı. Bacağıma da özenle dikkat ediyordu.

VAKURWhere stories live. Discover now