5.BÖLÜM: EV

141 9 31
                                    

Bölüm şarkısı: Demir Demirkan- Zaferlerim

***

Gözlerimi açtığımda, karşımda simsiyah bir duvar vardı. Neredeydim, buraya nasıl gelmiştim bilmiyordum.

En son hatırladığım şey, nefes alamıyor oluşumdu. Tırabzanlara tutunup, nefes almaya çalışmıştım ve ardından ise o tanıdık kokuyu almıştım.

Ah hayır!

Üzerimdeki kıyafetlere hemen göz gezdirdiğimde, elbisem hala aynıydı ve üzerimdeydi. Şu an o Kuzey denen pislik mafyanın evinde olma ihtimalim çok yüksekti ve neden buraya getirmişti beni, asla anlamamıştım.

"Uyanmışsın savcım."

Başımda inanılmaz bir ağrı vardı ve nasıl geçecek bilmiyordum. Genelde böyle atakların hemen sonrasında bütün gün evde yatıyordum. Uyuduğum zaman ağrıyı hissetmiyor, her seferinde daha çok uyuyordum.

"Ne işim var benim burada?" dedim uzandığım yataktan kalkmaya çalıştığımda. "Kimden izin aldın beni buraya getirirken?"

Sakallarını kaşıyıp, hemen yandaki duvara bir omzunu dayadı. "Savcım, o an birinden izin alamazdım çünkü kollarıma doğru bayılmıştın." Gülümseyerek devam etti. "Hem savunmasız halin çok güzeldi."

"Yılışıksın." dedim ayağa kalktığımda. "Çantam nerede?" Gözlerini benden kaçırıp, omuz silktiğinde sinirlenmeye başlıyordum. "Söylesene!"

"Savcım, gel senle bir anlaşma yapalım." Yanıma doğru gelirken, tam karşımda durdu. "Sen bu geceyi benimle geçir, ben de yarın sabah sana çantanı vereyim."

Çantamın içinde sadece silahım ve telefonum vardı. "Neden seninle böyle bir anlaşma yapmak zorundayım tam olarak?" Tek kaşımı kaldırıp sorduğum soruya karşılık, o sinir bozucu gülümsemesini yeniden yüzüne kondurdu.

"Çünkü, çantan bende ve silahın olmadan hiçbir yere gidemezsin Sayın Savcım."

Tamam, pekala haklı olabilirdi. "Ver çantamı." dedim sinirle. "Savcı kaçırmaktan suç duyurusu başlatırım sana."

Sesli kahkahası kulaklarımda çınlarken, benim aksime çok mutlu görünüyordu. "Savcım, lütfen böyle bir dava açar mısın? Benim yerimde hangi erkek olsa, sizi kaçırmak isterdi."

Terbiyesiz adam!

"Pisleşme!" dedim yüzümü ekşiterek. "Bütün geceyi seninle geçirmeyeceğim."

"Pekala, gidebilirsin savcım."

"Silahımı ver." Kafasını iki yana salladı. "Beni hapsedeceksin öyle mi?" dedim gülerek.

"Öyle demeyelim de misafir edeceğim diyelim."

Benimle alay ediyordu. "Peki, sen bilirsin."

Odanın kapısından çıkıp, merdivenlere doğru yöneldim. Büyük bir evdi ve her yerde simsiyah eşyalar vardı. Pek şaşırmasam da, ferah bir ev sayılmazdı.

Çalışan bir kişi bile görmememe rağmen, ev tertemizdi. Kapıda bekleyen onlarca adam vardı. Her zaman geldiği, o çiftlik evinden bozma eve getirmişti beni. Takip ettiğim zamanlarda görmüştüm burayı.

O kadar insanın içinde, beni nasıl buraya getirmeyi başarabilmişti? Haluk ya da babam, bir şey dememiş miydi?

"Nereye savcım?" dedi arkamdan yaklaşan sesin sahibi. "Daha kahve içecektik."

VAKURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin