7.BÖLÜM: TUTUK

111 6 4
                                    

Bölüm Şarkısı: Rody Dünyada - Türkü

                                         ***

"Servet ile ne işim olabilir, savcı?" dedi, ifadesiz bir şekilde suratıma bakarken. Yüz hatları, yüzündeki her bir kemik resmen özenle yaratılmış gibiydi. Her şeyi bir bir orantılıydı ve dünyadaki en simetrik yüze sahip olan insan gibiydi.

Gözlerindeki karalık uçsuz bucaksız bir evren gibiydi. Sanki o gözlerinin ardında sakladığı şeyler, bütün dünyayı alt üst edebilecek kadar güçlüydü.

"Bilemem, bunu bana sen söyleyeceksin."

Parmaklıkların arkasından, tedirgin bir şekilde bana bakıyordu. İstersem onu bir çırpıda mahvedeceğimi kendisi de iyi biliyordu. Bundan korkmadığını açıkça dile getirse de içten içe öyle olmadığını hissediyordum.

"Bir bağlantım yok."

Kendinden emindi, oldukça özgüvenle söylemişti bunları. "Yalandan hoşlanmam." dedim dikkatle yüzüne bakarak. "Bana her şeyi açık açık anlat, anlatmayacaksan da kendim her şeyi öğrenirim."

Neden bahsettiğimi anlıyor gibiydi. Fakat açık açık o dosyayı soramazdım, önce kendim bir araştırma yapmalıydım ve ardından her şeyi yüzüne vurmalıydım.

"Öğreneceğin şeyler hoşuna gitmez savcı."

Sertçe yutkunduğumda, alayla yüzüne baktım. "Neden?" Yüzümdeki hayal kırıklığını sanki görebiliyordu. Umarım, onunla ilgili içimdeki bir gram insanlık sevgisini de alıp götürmezdi. "Yoksa sen de onun gibi çocuk pazarlayan bir şerefsiz misin?"

Sinirle güldüğünde, sıkıca gözlerini kapatıp açtı. Boynundaki damarlar belli oluyordu. Üstelik demirleri tuttuğu elini de yumruk haline getirmişti.

Söylediği şey buna çıkıyordu. Hoşuma gitmeyen şey başka ne olabilirdi? Onun bir katil olması, ona karşı olan düşüncelerimi tabii ki etkilerdi ama bir çocuk pazarlayıcısı olması gerçekten beni hayal kırıklığına uğratırdı.

"Ağır konuşuyorsun." dedi her şeye rağmen gülümsemeye çalışırken. Yüzü kıpkırmızıydı, elleri yumruk halindeydi ve damarları belli oluyordu ama hala gülümsemeye çalışıyordu. Her şeyi alaya alıyordu ve ciddiyetten oldukça uzaktı. "Beni istediğin her şeyle suçlayabilirsin ama bana bunlarla gelme savcı."

"Pekala," dedim geri çekilerek. "Sen biraz kafanı topla burada."

Onsuz geçen birkaç gün bana iyi gelecekti. En azından bir şeyler öğrenebilirdim. Bu davanın bir an önce çözülmesi gerekiyordu. Zira ben bu adamı boğup katil olacaktım!

Arkamı dönüp, ona hiç bakmadan nezarethaneden çıkmıştım. Arkama bile bakmadan hızlıca Ali'nin odasına girdim.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" dedim sinirle, kapıyı sertçe kapattıktan hemen sonra.

Karşımda çayını yudumluyor, bir defterin içindeki yazıları okuyordu. Anlık olarak kafası bana doğru kalktığında, defteri kapatıp masanın yanına doğru itti.

"Sana diyorum Ali?"

"Geç şuraya otur konuşalım savcım." dedi hemen karşısındaki tekli koltukladı gösterirken.

Sinirle saçlarımı geri atıp, Ali'ye baktım. "O adama neden normal bir suçlu gibi davranmadığını öğrenebilir miyim?"

Hiçbir polis, hiçbir suçluya bu şekilde hitap etmemeliydi. Onu sırf statüsü olduğu için bu şekilde alıp, elini kolunu sallaya sallaya komiserin odasında sorguya çekemezdi. Karşındaki her kim olursa olsun eşit şartlar sağlanmalıydı.

VAKUROnde histórias criam vida. Descubra agora