8.BÖLÜM: ÇÖZÜM

105 3 2
                                    

Bölüm Şarkısı: Pamela-Fırtınalar

                                      ***

"Afiyet olsun kızım." Babamın sesi kulaklarıma dolduğunda gülümseyerek kafamı tabletimden kaldırdım. "Geç uyanmışsın."

"Dün biraz yoğun bir gündü, yorulmuşum."

Masanın baş köşesine oturup, çayından bir yudum aldığında kaşlarını çattı. "Bu kadar stres yapma, yorulmana bile değmez."

"Anlamadım."

"Yani diyorum ki elbette en doğrusunu sen bilirsin ama kendini hiçbir şey için yıpratma, sen neler atlattın değil mi? Bir dava için çok yoruluyorsun."

Gülümseyerek, babama baktım. Artık yavaş yavaş yaşlanıyordu, bunu gizlemeye çalışsa da yüzündeki çizgiler giderek belli oluyordu. "Sorun yok baba, merak etme."

Tabletime tekrar döner dönmez, çayımdan içtim. Dünkü haberden sonra öğrendiğim kadarıyla, Kuzey Bodrum'a gitmişti. Burada olmaması işime gelirdi, daha rahat hareket ediyordum çünkü her yerden bir şekilde çıkıyordu.

Ece ile dün onları başbaşa bırakıp gittikten sonra ne oldu bilmiyordum. Ece bu akşam bize gelecekti, onunla konuşma fırsatım olacaktı ve Kuzey'le ilgili birkaç şey öğrenmek bile belki de işime yarayacaktı. Yine de gerçekten yorulmuştum, çok detaylı biriydi. Bir yandan yardım kuruluşları olan bir adamken diğer yandan adam öldüren ve kumarhaneler işleten biriydi. Gerçi adam öldürdüğünden pek emin değildim ama sonuçta bir mafyaydı öyle değil mi?

Bu nasıl bir zıt kutuptu anlayamamıştım.

"Senin davasına baktığın şu adam," dedi babam gözlerini bana dikerken. "Dün oteli yanan adamla aynı kişi değil mi?"

Kafamı onaylarcasına salladım. "Evet."

Düşünceli bakışları bir süre masada dolandı. "Dikkatli ol olur mu? İyi bir adama benzemiyor."

"Merak etme, her şeyi hallediyorum."

Bana güvenirmişçesine gülümsedi ve elimi alıp üzerine ufak bir öpücük bıraktı. "Benim kızımsın elbette her şeyi halledeceksin, seni ben büyüttüm."

Birden aklıma dün annemin beni araması gelmişti. Elimi yavaşça kendime çekerken, tabletin ekranını kapatıp masaya bıraktım. "Dün annem beni arayıp seninle birlikte olduğunu söyledi. Neden buluştuğunuzu pek anlayamadım."

Yüzündeki gülümseme yok olurken, kahvaltısını yapmaya başlamıştı. Cevap da vermiyordu.

"Ne oldu baba?"

Hala cevap vermemeye devam ediyordu. Ağzımı açıp bir şey söyleyecekken beni susturmuştu.

"Annen artık iyice çığrından çıktı Ahu, bunu bilsen yeterli. Seni arayıp bir şeyler derse ona güvenip inanma tamam mı? Beni hainlikle, yolsuzlukla suçladı."

"Bu da ne demek şimdi?"

"Bilmiyorum, yine yurtdışına çıkacakmış. Oradan bir sevgilisi varmış ve bunları bana rahat rahat anlattığı için sinirlendim sadece. Ona bunun yanlış olduğunu söyledim, oysa beni kıskanç ve geri kafalı olmakla suçladı."

Annem ve babamın ilişkisi yıllar önce bitmişti. Onlar evliyken bile annem hiçbir zaman babamı sevmemişti, babam ise hiçbir zaman buna inanmamıştı. Yıllarca kendini kandırmıştı, onu sevsin diye uğraşmıştı. Şimdi annemin hayatında birinin olması ona koyuyordu, onu anlayabiliyordum. Bu ne babamı geri kafalı yapardı, ne de annemi hovarda.

VAKURWhere stories live. Discover now