Komşu Düşmanlığı.

8. bölüm- Korku Şakası.

Beyza bakışlarını zorla da olsa bana çevirdi ve "Efsun, şimdi Erenin kaşında piercing var ya" dedi.

Zor da olsa gülümsedim ve "Erenin kaşında piercing olduğunu bilmiyordum" dedim. Bunu dememle Beyza gözlerini devirdi ve "işte ben o piercingi bi anda çeksem nolur?" diye sordu.

Bi yandan gözünü tutuyordu. Gülmemek için kendimi sıktım ve "delirdin mi?" diye sordum. Beyza birden ayağa kalktı ve "sizinle de bir şey konuşulmuyor be" dedi ve mutfağa doğru yürümeye başladı. Sude bana döndü ve "Efsun kesin bunlar bir şey planlıyorlar ben sana söyleyeyim" dedi.

Gözlerimi devirdim ve "yiyorsa yapsınlar" dedim. O sırada Pelin örtüyü çekti ve "İrem çekme şu örtüyü. Tek sen mi hastasın gerizekalı?" diye sordu.

Hep birlikte salonda yatıyorduk. Dün olanlardan sonra hepimiz hasta olmuştuk. Sanırım Erkek evi de hasta olmuştu çünkü sesleri hiç çıkmıyordu. Hasta olduğumuz için okula da gidememiştik.

Beyza mutfaktan çıkıp yanımıza geldi ve oturdu. Ardından "Alp simsiyah giyinmiş bi yere gidiyordu" demesiyle oturduğum yerden yavaşça kalktım ve sanki öylesine camdan bakıyormuşum gibi baktım.

Hızlı kalkınca yanlış anlıyorlardı. Beyzanın dediği gibi simsiyah giyinmişti. Şapkası bile siyahtı.

Geri yerime oturdum ve üstüme pikeyi çektim. Ardından düşünmeye başladım. Gerçekten çok sessizlerdi ve bu sanırım fırtına öncesi sessizlikti.

İrem birden, sanki kendisi hasta değilmiş gibi ayağa fırladı ve "bugün kulübe gidiyoruz" dedi. Pelin sinirle, "abim hepimizi buradan aşağıya sallandırır" diye cevapladı.

İrem gözlerini devirdi ve "kızım nerden anlayacak ya?" diye sordu. Pelin güldü ve "doğru ya. Bilemez" dedi. Ardından "abi travması var bende" dedi ve kahkahalarla gülmeye başladı.

İrem bana baktı ve "Efso nolur kafamızı dağıtalım lütfen ya" dedi. Gülümsedim ve "olur ama sarhoş olmak yok" diye cevapladım.

İrem gözlerini devirdi ve "ya tüm eğlencenin içine ediyorsun ama" dedi. "Yarın okulda baş ağrısından kafanı kaldıramazsan görürüm ben seni" dedim. İrem kafasını salladı ve "oda doğru" diye yanıtladı..

***

Tüm gün korku filmi izleyip, bi yandan dedikodu yapmıştık. Şimdi ise depresyon modundan kurtulup, elbiseler giyinmiştik. Üzerime tam oturan kırmızı elbiseme bakıp gülümsedim.

Makyaj çantasından kırmızı rujumu çıkarıp sürmeye başladım. İçeri İrem girdi ve "bi Kadının ruju fazla kırmızıysa hayatı yolunda gitmiyor demek miydi?" diye sormasına kahkahalarla gülmeye başladım.

Saçlarımı güzel bi şekilde toplamış, kırmızı rujumu sürmüştüm. Hazırlanınca salona girdim. Kızların hepsi hazırdı. Gerçekten çok güzel olmuşlardı.

Çantamı elime aldım ve içine kırmızı rujumu, telefonumu birde evin anahtarını koydum. Topuklu ayakkabılarımı giyindim ve aşağıya doğru inmeye başladık.

Topuklu olduğu için ses çıkarıyordu. Erkek evinin önüne geldiğimizde gözlerimi devirdim ve anında kapı açıldı. İçeriden Ulaş çıktı ve bize bi bakış attı. Ardından gülerek "pavyona mı?" diye sordu.