15. bölüm- Zorunlu Birleşmesi.

16K 977 694
                                    

Alp sinirle, "ya hadi benim salaklar beni unuttun anlarım da. Sizin kızlar seni nasıl unutuyor?" diye sordu. Yutkundum, ne diyeceğimi bilmiyordum. Çok acıkmıştım, ilaçlarımı içmemiştim. Alp bi köşede, bense bi köşede oturuyordum. Bacaklarımı kendime çektim ve kafamı koydum. Alp halime üzülmüş gibi bakıyordu. Sıkıntıyla nefes verdi ve, "Efsun, şuan sadece iyi olmamıza bakmamız lazım. Düşmanlığı bırak" dedi. O sırada asansör hafif hareket etti. Korkuyla iyice çektim kendimi kenara. Sanırım asansör boşluğuna düşüyorduk yavaş yavaş. Üşüyordum, her yerim ağrıyordu. Alp kollarını açtı, "üşüyoruz, inatçılık yapma" dedi. Doğru söylüyordu, yaklaştım ve Alp, beni kendine çekti. Vücudum titriyordu. Alp, kollarıyla iyice çekti kendine. Bunu tamamen zorunluluktan yaptığını biliyordum. "Korkma, asansör tamamen düşmedi. Kurtulacağız"  dedi. "düşmesine çok az kaldı"  diye fısıldadım. Alpe, kokularımız birbirine karışmıştı. Birden konuşma sesleri gelince birbirimize baktık. Kendimi Alpin kollarından çektim, ve kapıya baktım. Gerçekten çok korkuyordum. Kapı, bi aletle açıldı ve birkaç işçi karşımızda duruyordu. Ayağa kalkmamızla, başımın dönmesi bir oldu. Alp'in kolundan tutarak, güç almaya çalıştım. Dışarı çıktığımızda rahat bi nefes almıştık. Kızlar koşarak yanımıza geldiler ve, bir sürü soru sormaya başladılar. "Efsun iyi misin?"  "başın mı dönüyor? neyin var?"  gibi soruları ard arda soruyorlardı. Yutkundum ve,  "eve gidelim, anlatırım"  dedim. Mantıklı düşünemiyordum. Zor da olsa merdivenlerden çıktım, ve eve girdim. Odama girdiğim anda, üstümü değiştirmeden kendimi yatağa attım.

***

Yorgundum. Hemde fazlasıyla yorgundum. İrem birden, odama girdi ve camları perdeleri açmaya başladı. Kendimi ergen çocuk gibi hissediyordum. Ancak yataktan kalkamıyordum. İrem üstümde ki yorganı çekmesiyle oturur vaziyete geçtim. İrem sinirle, "kalk şu yataktan bitti depresyon falan"  dedi. Gözlerimi devirdim ve tekrar yatağa yattım. Yorganı da kafama kadar çektikten sonra "çıkarken kapıyı kapat"  dedim. İrem tam bir şey söyleyecekken, Pelinin birine bağırmasıyla salona doğru yürüdü. Yatağımdan kalktım ve salona doğru yürümeye başladım. Salona yaklaştıkça, Pelinin konuşması daha sesli geliyordu. Pelin telefonda biriyle konuşuyordu. Ve sanırım bu Ailesiydi. Peline, noluyor? bakışı attım. Pelin telefonunun sesini açtığı an birlikte dinlemeye başladık. Pelinin babası konuşuyordu. "Bi daha sakın bu eve gitmeyeceksin o zaman!" diye bağırdı, Pelinin babası. Yutkundum, neler olduğunu anlamıyordum. Pelin "Bi daha aramayın"  dedi ve telefonu babasının yüzüne kapattı. Ardından koltuğa oturdu. "ailemle kavga ettim her zaman ki gibi"  diye cevapladı. Ardından, "eve gelmek istemediğimi söyledim diye kavga ettik"  dedi ve hüzünle bakışlarını yere çevirdi. Sude üzüntüyle, "üzülme lütfen, affederler. Her aile de böyle şeyler oluyor gayet normal" dedi. Zor da olsa gülümsedim ve Pelinin yanına oturup, sırtını sıvazladım. Ardından, "üzülme lütfen, ayrıca baskı altında hissetme kendini. İstemiyorsan ailenin yanına dönmek zorunda değilsin Pelin"  dedim ve gülümsedim. Pelin bakışlarını yerden kaldırdı ve, "iyi ki varsınız. İyi ki arkadaş olmuşuz"  diye fısıldadı..

***

Her zaman ki gibi kızlarla banklarda oturuyorduk. Birden bi çocuğun etrafına herkes toplanınca şaşırdım. Alp ve arkadaşları da topluluğa karışınca ayağa kalktım ve ilerlemeye başladım. Bir şeyler dönüyordu, bu belliydi. Topluluğun arasına karıştığımızda, bi çocuk Durunun arkadaşına bağırıyordu. Ve sanırım çocuk haklıydı. Bu kız bana "baldız baldan tatlıdır" diyen kızdı. Gülümsedim ve kavgalarını izlemeye başladım. "Benim adımı lekelemeye çalışıyorsunuz!" diye bağırdı çocuk. Durunun arkadaşı, "yemin ederim ben bir şey yapmadım" dedi. Çocuk sinirle, "aynı şeyi Efsunlara da yaptınız. Onu da düşürmeye çalıştınız ama kendi kazdığınız kuyuya düştünüz!" diye bağırdı. Gülümsedim, her konuda adımın geçmesi hoşuma gidiyordu. Benim adımın geçmesiyle, Alp gözlerini devirdi. Duru birden ortaya atladı ve "kimsenin Efsuna tuzak kurduğu falan yok. Ata Efsunu bıraktı, beni seçti" diye yanıtladı. Bakışlarımı Ataya çevirdim. Sinir bozucu bir şekilde baktığımı biliyordum. Ata hiç beklemediğim bir şekilde, "keşke seçmeseydim" dedi..

Komşu Düşmanlığı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin