9.Bölüm - Ya Hep, Ya Hiç

1.1K 75 21
                                    


Başlamadan önce yorumlarınızı ve oylarınızı rica edeceğim, keyifli okumalar.

Bu arada Derya Pınar Ak'dan Merya vibeı aldığım için ara sıra fotoğraflarını kullanacağım. 💕

♤♡◇♧

"Mideni tamamen temizledik. İstediğin vakitte taburcu olabilirsin" 

"Her şey için çok teşekkürler" dedim yüzümde beliren memnuniyetsizlikle. Doktor da şaşırmıştı, sevineceğimi düşünüyordu. "Bir sorun mu var?" diye sordu.  "Kendini iyi hissetmiyorsan tekrar muayene edebiliriz" 

Hastaneden çıktığım anda canım tehlikedeydi, ölebilirdim. Sitemim doktora değildi.

"Gayet iyiyim sağ olun"

"Peki öyleyse" dedi doktor, hafifçe bana tebessüm ederek dışarı çıktı. Yalnız kalmanın verdiği boşlukla tekrar düşünce havuzuna dalmıştım. Sanırım güvenli limanımı kaybediyordum, hastanede aileme karşı biraz olsun güvende hissetsem de ömür boyu burada kalamazdım. 

Atacağım bir sonraki adımı düşünmekten çok yorulmuştum. Ben özgürce koşmak ve kimsenin beni yakalamayacağından emin olmak istiyordum. Çok düşündüm kaçıp gitmeyi, kurtulmayı. Öyle çaresiz hissediyordum ki kaçmak için önce ölmeyi seçtim, sonra yaşamayı.

Her şey onun yüzünden başıma gelmişti her şey... En kötüsü de ben burada acıdan kıvranırken, abimin korkusundan diken üstünde otururken, bir gün bile başımı yastığa rahat rahat koyamazken Anıl'ın hayatının zerre kadar etkilenmemesiydi. Onun benden aldıkları benden çok daha fazlasıydı.

Şu an ne yapıyordu? Hali, keyfi yerinde miydi?

Kapının gıcırtılı sesini duyduğumda gözlerimi yarım saattir izlediğim camdan ayırarak bakışlarımı kapıya doğru yönelttim. "Kızım" dedi bir ses, bu babamdı. En büyük korkularımın başrolü ve en acımasızıydı. Gelmişti sonunda, güvenli liman falan kalmamıştı, olan olacaktı. Günlerdir yüzleşmekten çekindiğim heybetli bedeni karşımda gördüğümde korkuyla yatağın çarşaflarını sıktım.

"Nasılsın kızım" diye sordu. Cevap veremeyecek kadar şoktaydım ve beyin hücrelerim acil alarm vermişti. Beni öldürecek miydi? 

"Çok iyi gördüm seni" dedi gülümseyerek, yanıma doğru yaklaştığında korkuyla dudaklarımı dişleyip kanatırcasına sıktım. "Sana müjdeli haberlerim var, başımıza talih kuşu kondu! Ah kızım dediğimi duyduğun anda tüm yaraların iyileşecek... Sadece senin değil tüm ailemizin yaraları kabuk bağlayacak. Sonunda biz de bu hayatı yaşayacağız" Başımı okşadı ve en sahici gülümsemesini gösterdi bana.

"Bana kızmadın mı?" diye sorduğumda "Niye kızacakmışım" dedi keyifli bir sesle. "İlk kez bir işe yaradın"

 Yoksa fazla düşünmekten halüsinasyon mu görüyordum? Defalarca kez babamla yüzleşeceğim anı kafamda canlandırmıştım ama durum düşündüğümden çok farklıydı. Ne oluyordu bu adama? Bana gülümsüyordu, normal zamanlarda bile suratı beş karış gezen adam şimdi bildiğin sırıtıyordu. 

"Hayırlı olsun kızım, gözün aydın"

Bana saldırmasını, boğazımı sıkmasını bekledim bir süre. Fakat yüzünde güller açmış bir biçimde nasırlı elleriyle saçlarımı okşuyordu.  "B-baba.." güçlükle çıkan sesim odanın içinde buhar olup uçmuştu. 

"Seni götürmeye geldim" dedi. "Taburcu işlemlerini birazdan başlatacağım, eve gideceğiz" Sadece yüzü değil gözlerinin içi gülüyordu. Belli ki abim babama gerçekleri henüz söylememiş, ecelimi ertelemişti. Peki neye seviniyordu? Babam her şey tıkırında gitse bile gülen, neşeli bir adam değildir, mutlaka bir şey olmuş olmalıydı. Başımıza talih kuşu konmasından bahsediyordu.

Her Şey Biraz SenOnde histórias criam vida. Descubra agora