14.Bölüm - Hakikat

884 90 86
                                    

Bölüm sınırı 60 oy ve 100 yorumdur arkadaşlar. Her türlü sınır koyuyorum ki hikayenin aktifliği artsın, attığım bölüme 30 yorum gelmesiyle de olacak iş değil. Sizin şikayetlerinizi dinliyorum ve kesinlikle haklısınız bölümler geç geliyor.

Keyifli okumalar

♤♡◇♧

Varla yok arası bir formdaydım, kimsenin ilgisini çekmeden en görünmez köşede, Bersu'nun yanında oturuyordum. Üzerimde insanların tabiriyle en 'baba' markalardan birinin son tasarımlarından biriyle duruyordum. Öyle ki Bersu bile benim giydiğim kıyafet kadar pahalısını giymemişti, çünkü o zaten zengindi, kimseye bir şey kanıtlamasına ihtiyacı yoktu. Hep derler ya 'Gerçek zenginler zenginliğini gösterme zahmetine girmez' diye, bu kesinlikle doğruydu. Tülay Hanım beni olmadığım biri gibi göstermeye çalışıyordu.

Bersu kalkmak için yanımda hareketlendiğinde onu durdurdum, "Sakın beni yalnız bırakma" dedim korkuyla "Bu insanların yanında beni yalnız bırakırsan seninle bir daha konuşmam"

Abarttığımı düşünerek gözlerini devirdi, "Bak" dedi eliyle kalabalığı göstererek "Herkes kendi aleminde rahat ol, kimse sana bir şey söyleyemez merak etme" Gerçekten de öyleydi, Anıl'ın doğum günündeki bu kalabalıktan oldukça korkmuştum ama pek beni sallıyor gibi değillerdi.

Belki de beni tanımıyorlardı.

"Abim hala ortalarda yok, annemin ona sürpriz parti yaptığını duyduğunda delirme ihtimali oldukça yüksek"

"Haksız değil" dedim başımı sallayarak. İlk kez bir konuda Anıl'a hak veriyordum. 

Tülay Hanım yanımıza geldiğinde gözleriyle etrafı tarayarak bir yandan da oğlunu arıyordu. "Siz Anıl'ı gördünüz mü" diye sordu, Bersu'yla ben hep bir ağızdan hayır demiştik. "Nerede bu çocuk" diye hayıflandı. Bersu annesine moral vererek "Gelir birazdan anne" dedi ve koluna girdi. Tülay Hanım ise pişman olduğunu belli eden bir ses tonuyla "Kesin bana çok kızacak, keşke parti falan yapmasaydım" dedi.

Oğlundan korkuyordu ama onun için bir şeyler yapmaktan da geri durmuyordu.

Tülay Hanım bizim yanımızdan ayrılıp başka bir misafirin yanına gitmişti. Onu göz takibine aldığımda genç bir kızın masasının önünde durup onunla sohbet ettiğini gördüm. Gözlerimi onlardan ayırmayarak "Annenin konuştuğu kız kim" diye sordum. Bersu da benimle aynı yöne baktı ve hiç beklemeden cevap verdi, "Adını hatırlamıyorum, Seray mıydı Seren miydi...öyle bir şey işte. Babası emekli ilçe belediye başkanı, annesi de ülkenin en iyi özel hastanelerinden birinde genel cerrah. Babası üç kere ilçe belediye başkanlığını kazandı ama dördüncü kez aday  olmak istediğinde sanırım mevcut partisi izin vermedi, sonra kendi bağımsız adaylığını koydu ama kazanamadı. Daha sonra da partisiyle arasında baya sürtüşmeler oldu, ortada yolsuzluk iddiaları vardı, bir süre ortalarda yoklardı sanırım bu yüzden. Tabii ülkede bu tip şeyler maksimum iki ayda unutulduğu için geri dönmeleri uzun sürmedi"

"İlginç"

"Çok güzel kız" dedim hayran olmuş bir sesle. Uzun koyu kestane saçları, sık olmayan kahkülleri, bronz bir teni ve bununla güzel bir tezatlık yakalamış yeşil gözleri vardı. Bersu'ya 'Bu kız kim?' diye sorarken aslında kızın tam olarak kendisi hakkında bilgi edinmek istemiştim ama Bersu bana ailesi hakkında bir şeyler söylemişti. 

"Evet güzel" dedi Bersu, beni onaylayarak. Kızı dikkatlice incelerken beni fark etmiş olsa gerek göz göze geldik, utanmıştım ve gözlerimi başka yöne çevirdim. Resmen sapık gibi dakikalardır kızı kesiyordum. 

Her Şey Biraz SenWhere stories live. Discover now