"Kurdumdan bağımsız seviyorum seni"

5.7K 565 198
                                    


...

Sertçe burnumu çekerken ağlamaktan kızaran gözlerimi son kez üzerinde gezdirip arkamı dönerek yürümeye devam ettim. Bu hareketim cidden onu afallatmış olacak ki bir kaç dakika peşimden gelen kimseyi farketmedim.

Hâlâ onlar yüzünden akan gözyaşlarım sinirimi alt üst ederken hışımla elimin tersiyle yüzümü sildim.  "Pislik herif."

Dişlerimin arasından tıslarken yine kolumdan tutulup çekilmemle bıkkınca karşımdaki Delta'ya baktım. "Dokunma bana." Dedim geriye çekilirken.

Kırgınlıklarla bezeli irislerimi değdirdim gözüne.  "Sakın." Dedim. "Sakın sana değen yabancı ten ile bana dokunmaya kalkışma."

Onun da gözleri dolunca elini bana uzattı fakat ben tekrar geri çekilerek yürümeye başladım. Ben onların bana yalan söylediğini düşündüğümde bile vicdan azabım yüzünden kendimi yiyip bitirmiştim. Fakat Victor, tek bir vicdan kırıntısı olmaksızın beni aldatmıştı. Ben de aptal gibi Lider sürekli onu yanına cağırıyor zannetmiştim...

Ağlamaktan dolayı yanan gözlerimi kırpıştırıp dururken yutkundum. "Jeongguk..."

Deltanın çaresiz ses tonuyla bir an duracak gibi olsam da gözümde canlanan sahneler sinirle elimi yumruk yaparak yürümemi sağladı. "Git buradan, bir daha ne sen, ne de Taehyung gözüme görünmeyin. Mühürlenmemize de gerek kalmadı, malûm çoktan bulmuşsunuz eşinizi."

Ona dönmeden konuştuktan sonra iyice hızlandım ve yaklaştığım evimle annem ve babamın kasaba dışında olmasını fırsat bilerek kendimi hemen içeri attım.

Yolda zor bela dizginlediğim gözyaşlarım ve hıçkırıklarım eve girer girmez boğazıma dizilirken kendimde odama çıkabilecek gücü bile bulamamıştım.

Sarsıla sarsıla ağlamaya başladığımda dizlerimi kendime çekerek kollarımı etrafına doladım ve başımı da kollarımın arasına gömdüm. "Neden? Be-ben ne yaptım? Tanrı'm neden?"

Başımı iki yana sallayarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim. Yaslandığım kapıya ardı ardına yumruklar vurulmaya başlarken irkilerek başımı kollarımın arasından kaldırdım.

"Jeongguk! Tanrım Jeongguk kapıyı aç güzelim!"

Taehyung'un sesiyle olabilirmiş gibi hıçkırıklarım daha da artarken iyice sesli ağlamaya başladım. "Güzelim ağlama yalvarırım, dökme o incilerini. Aç kapıyı da öpeyim o yıldızlarından seni."

Başımı iki yana sallayarak hıçkırırcasına bağırdım. "G-git! Yalan sö-söylediniz bana!"

Seslice burnumu çekerek dudaklarımı dişledim hıçkırmamak için. Fakat nafile hıçkırıklarım durmadan boğazıma dizilip duruyordu. "Güzelim, ay tanem, biriciğim...Özür dilerim meleğim ama dinle bizi lütfen..."

Zorla da olsa yerden destek alarak ayağa kalktığımda bulanık görüş alanımı düzeltmek için gözlerimi kırpıştırdım. Taehyung'a cevap vermeden yürümeye başladığımda sendeleyerek kenardaki sehpaya tutundum fakat sehpanın üzerinde olan vazoyu düşürerek parmparça ettim. "Güzelim! İyi misin?! Cevap ver yalvarırım! Bir ses ver bari..."

Hıçkırarak yürümeye devam ettim. "Git buradan! Görmek istemiyorum sizi!" Diye bağırarak sendeleye sendeye odama çıktım ve kapıyı da arkamdan kilitleyerek bedenimi yatağa attım.

Göz kapaklarım ağırlaşarak kapanmaya başladığında başımı yastığıma gömerek çığlık atmaya başladım. Sesim boğuk çıksa da duyulabiliyordu. Zihnimde sürekli aynı sahne oynayıp duruyordu. O kızın dudakları her seferinde benim eşimin dudaklarına değiyordu.

Two Delta's & TaeggukVDonde viven las historias. Descúbrelo ahora