Bölüm 42 = Aşk-ı İtiraf

983 73 22
                                    

Yemekhanenin dışına çıktıkları gibi az önce yaşadıklarının etkisinden hızla kurtulmaya çalışarak Max'e dönüp "Sen kafayı mı yedin?" diye sordu Alex öfkeyle.

Max "Hayır yemedim ama dün sana birşey olsaydı yiyebilirdim" derken sonunda bunu itiraf etmiş olmanın verdiği hisle rahatladı.

Alex onun bu söylediğinden ne kadar etkilense de "Kızı öldürmekle tehdit ettin ve ortalığı birbirine kattın Max, sen böyle biri değilsin neden sırf bilgi almak için Elflere bu denli saldırganlaşmana anlam veremiyorum" dediğinde Max Alex ile burun buruna gelecek kadar dibine girdi. "Belki de tam böyle biriyimdir" diye fısıldadı onun dudaklarına doğru.

Alex'in kalp atışları bir anlığına normal ritminin dışına çıkarak hızlandı. "Eğer ben yaralansaydım kıza gerçekten birşey yapar mıydın?"  Derken karşısında dışardan masum görünen oğlanı şüpheyle süzdü.

Max hiç tereddüt bile etmeden "Buna hiç şüphen olmasın" dediğinde sadece bir müddet sessizce bakıştılar.

Alex'in düşünceleri karışık olsada bundan fena halde etkilendiğini bedeninden yayılan feronom kokusu sayesinde gizleyememişti.

Max onun mavi gözlerindeki tereddüt ile bedeninin yaydığı kokudaki tezatlığa karşı gülümsedi.

Alex Maxden bir adım uzaklaşarak derin bir nefes alma gereği duydu. Piç onu fena halde azdırmıştıki bunun okulun koridorunda herkesin bakışları kendi üzerlerindeyken yaşaması utanç vericiydi. Yemekhanenin içindeki safkanların panik halindeki seslerlerini hala duyabiliyordu.

Koridordakiler kendilerine korku ve şaşkınlıkla bakarken kimisi de aralarında fısır fısıl birbirlerine nasıl da aşkla baktıkları hakkında mırıldandıklarını duyunca Alex Max'e "Bu arada kız biliyor" dedi keyifsizce.

Kızın gözlerine baktığında onun aslında orada çok uzun bir süre kendilerine saldırıp saldırmamak konusunda yaşadığı kararsızlığıda görmüştü. Onları kayanın üstünde sevişirken izlemek hoşuna gitmiş ve zaten oku atarkende onlara sırf bu yüzden zarar vermek gibi bir niyeti olmamış, sadece aldığı paranın hakkını vermek istemişti. O paraya ihtiyacı olduğunu Alex de biliyordu çünkü onun zihnini okumuştu ama tüm bunlara rağmen onlara kıyamayıp oku bile isteye isabet ettirmemişti.

Max "Biliyorum" diye mırıldandı ve Alex ile aralarındaki mesafeyi kapatarak yanaklarından tutup onu kendisine çekti "Dün gece artık bunun bir öneminin olmadığına karar vermiştim zaten" dedi ve Alex'i tüm okulun önünde dudaklarından öptü.

Dudakları bir sürü insanın içinde Max'in dudakları ile kaplanmasıyla Alex bir anlığına afallasa da anında Max'e karşılık verdi. Onun soğuk elleri sıcak yanaklarının derecesini düşürürken hala ellerinden yayılan güc ve bedeninin az önce ele geçirdiği şiddetin dalgaları yayılıyordu.

Dilleri birbirlerine kavuştuktan kısa bir süre sonra tekrardan ayrılsalar da Max ellerini Alex'in yanağından çekmedi.

İkili birbirlerinin gözlerinin içine bakarken etraflarındaki fısıldamalar çoğalmış ve havayı sertleştiren ruh hali birden bire yumuşamıştı. Herkes Max'in öfkesine az önce anlam veremese de şimdi anlam veriyormuş gibi davranmaya başlamıştılar.

Kimisi "Oha bunlar sevgililermiymiş?" diye fısıldarken kimisi de "Gay bir Vampirle Kurt adam mı? Bu çok iğrenç" gibi yorumlarda bulunuyordu ama havayı yumuşatan asıl kitle, bunu tatlı bulan kızlardı. 

Alex Max'in gözlerine bakarken söyleyebileceği çok şey vardı ama görüsünü kullanıp öğrenmek ona daha cazip gelse de Max'in "Seni seviyorum" demesiyle birden neye uğradığına şaşırdı. "Kim rahatsız olacaksa olsun hiç umrumda değil."

Git Gidebilirsen BxBWhere stories live. Discover now