11. Cezayir Menekşeleri

31.2K 1.9K 934
                                    

Merhaba tekrardan hoş geldiniz...

Sonunda kavuştuk. Çok özlemişim sizlerle olmayı.

Beni takip edebileceğiniz sosyal medya hesaplarım
Instagram : @nemesisyazar
  Twitter : @nemesisyazar

Bölüm ile ilgili yorumlarınızı ve sorularınızı Twiter'da #PanzehirV etiketli ile de paylaşırsanız çok mutlu olurum. Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi oradan da takip edeceğim. Lütfen bölümü okuyunca oraya da gelin.

Kitabımızın resmi hesabı;
Instagram: @panzehirofficialpage

Geçen bölüme oy vermediyseniz oy vermeyi unutmayın lütfen. Ve bu bölüm satır arası yorumları biraz daha arttırırsanız eğer çok mutlu olurum. Yorum ve oy sayısını ne kadar çok görürsem o kadar  hızlı yazabiliyorum. Binli yorumları görelim artık değil mi?

Eğer beni Instagram ve diğer sosyal medya hesaplarımdan da takip ederseniz bölüm için ve kitap için hem görsel hem alıntı hem de playlist paylaşıyorum haberiniz olur. Hem de iletişim halinde oluruz.

Beni buradan da takip etmeyi ve alma verme dengesi için beğenip yorum yapmayı unutmayın!

Bölüme geçmeden buraya okuduğunuz saati yazar mısınız?

Keyifli okumalar...

Bölüm şarkıları;
Gün Gelir -Dedublüman
Masti - Farid Farjad
Ben sana veda edemem- Çağan Şengül
İtirazım var- Müslüm Gürses

Aynı şehirde sen varsın, ben varım, biz yokuz...
Cemal Süreyya

🖇️

İlahi bakış açısından...

Zamana sarılan sükutun, Devrim Ahver'in kanına bir zehir gibi işlendiği gecelerden biriydi. Sigarasından düşen küllerle yanan ciğerini buz gibi bir rakının söndüreceğini düşünürken, oturduğu masada derdine ortak edeceği kimsesi yoktu.

Her yorulduğunda başını göğsüne yasladığı kadın gittikten sonra Devrim Ahver'in kimi kimsesi kalmamıştı.

Dudaklarının arasındaki sigarasından çektiği dumanı ağzında bir süre tutup, üflediği sırada plaktan yükselen eski bir şarkıyla yüreğinin dağlanışını hissetti. Meyhanenin içine dolan tanıdık ezginin hatırına düşürdüğü anılar kursağında taş kesildiğinde sağ elinin parmaklarını aceleyle rakı kadehine sardı.

Ciğerine ittirdiği her soluğunda ölüyor gibi hissediyordu.

Parmaklarının arasındaki sigaranın külünü silkeleyerek, izmariti tutan elinin dirseğini beyaz örtülü masanın üzerine yasladı. Avucunun içini şakağına doğru götürdüğünde; bir hüznü taşıyan kehribarları, diğer elinde tuttuğu rengi solmuş fotoğraftaydı. Parmağının altındaki yüzü yavaş yavaş okşarken yüreğinde derin bir özlem ruhunda ise yalnızlığın sancısı vardı.

Kaderine kazınmış bir yalnızlıktı onunkisi. Candan öte koyduğu kim varsa ondan çok uzaktaydı. Kimi kara toprağın altında kimisi ise karşısında. Toprağın aldığına eyvallahı vardı da kaderin karşısına koyduğuna isyanı başkaydı.

PANZEHİRWhere stories live. Discover now