13🔱

166 21 40
                                    

"Andrei?"

Adam, duyduğu tanıdık sesle elindeki işi bırakıp arkasına döndü. "Will? Burada ne yapıyorsun?"

Will, duruşunu düzeltti ve şüpheli gözlerle adamın hareketlerini inceledi. "İyi olup olmadığını kontrole gelmiştim. Peki ya sen?" dedi bakışları Andrei'nin elindeki kazma ve küreğe kayarken. "Onlarla ormanın ortasında ne yapıyorsun?"

"Ah, sadece çürümüş kokunun kaynağını yok etmeye çalışıyorum." dedi bakışlarıyla hala etrafı tararken. "Asher, bundan rahatsız olmaya başladı. Ben de öyle."

Will, bir süre eli cebinde sessizlik içinde Andrei'nin bir o yana bir bu yana bakmasını izledi. Ardından, umutsuz bir şekilde sürekli zayıflamakta olan bedenine baktı.

Günden güne tükeniyor ama bunu fark etmiyordu bile. Will, daha fazla dayanamamış olacak sessizliğini bozmaya karar verdi, "Beni takip et." dedi.

Ardından ormanda kendinden emin adımlarla sanki önceden belirlenmiş bir noktaya ilerler gibi yürümeye başladı.

Andrei, ilk başta bu durumun sebebini anlamamıştı lakin Will'in kokunun kaynağını biliyor olabileceğini düşünerek elindeki eşyaları kenara bırakıp onun ardından patika yolu takip etti.

Beraber yürümeye başlayalı neredeyse 4 5 dakika olmuştu ve evden bayağı uzaklaşmışlardı. Fakat ikisi de bu süreç içinde bir laf dahi etmemişlerdi. Andrei daha fazla dayanamayarak  "Nereye gidiyoruz?" diye sordu.

"Hakikate.." dedi Will ve hedefine varasıya kadar daha da başka bir laf etmedi.

En sonunda Will istediği yere ulaştığında eliyle derince kazılmış toprağı işaret etti. "Bu sana neyi anımsatıyor Andrei?" dedi.

"Bir mezar." Andrei, bu çukurun ormanın ortasında ne işi olduğunu anlamamıştı.

"Nasıl bir mezar?"

Andrei, sonunda sinirlenmiş gibi Will'e çatık kaşlarla döndü. "Ne yapmaya çalışıyorsun Will?"

Yaşı daha ileride olan adam Andrei'nin bu çıkışıyla sakin duruşunu bozarak onu kolundan zorla mezara yaklaştırdı. "Bu nasıl bir mezar?" diye sorusunu yineledi.

Andrei ikinci kez sessiz kalınca bu sefer Will kaba kuvvete başvurarak onun mezarın dibine oturmasını sağlayacak şekilde yere düşürdü. "Doğru cevap, 'açılmış bir mezar' ya da, 'içi boş bir mezar' olacak. " diye sinirle konuştu.

Andrei, "Tanrı aşkına bunu zaten görebiliyorum! Bu konu hakkında ne yapmamı istiyorsun!?" dedi sesi her cümlesinde yükselirken.

Will, bir süre sinirle soluyarak etrafına bakındı. Ardından aradığını bulmuş gibi Andrei'yi orada bırakarak mezarın kenarındaki toprak yığınının altından bir ceket çıkardı. "Bu ceketin sahibini ait olduğu yere koymanı istiyorum." sakin kalmaya çalışarak konuştu.

Andrei, bir süre öylece cekete göz gezdirdi. Şüphe götürmez bir şekilde onun Asher'a ait olduğunu biliyordu. Ama onun neden burada olduğunu anlayamamıştı.

"Hayır..." dedi Andrei dalgın bir şekilde. "Ben onunla her gün konuşuyorum, beraber zaman geçiriyoruz." dedi ve oturup kaldığı yerden doğrulup ceketi Will'in elinden hızla kaptı. "O bana yemek yaptı hatta ve... Ve biz... İlk defa beraber bile olduk."

Will acınası bir tavırla Andrei'nin yüzüne baktı. "Sen sadece iyileşme sürecinin inkar kısmında takılıp kalmış hasta bir insansın Andrei."

"Yoo, hayır." Andrei hayatında belki de ilk defa acı bir kahkaha attı. Delirmenin eşiğindeki biri gibi...

Will'in sözleri hâlâ zihninde yankılanırken eve koştu. Yavaşça kapıyı açtı ve içeriye korkak bir adım attığında şuana kadar almadığı o kötü koku tüm benliğine nüfuz ettiğinde yüzünü buruşturdu.

Sen Daima Bendesin ||TAMAMLANDI||Where stories live. Discover now