twenty four

2.4K 227 207
                                    

Yorum yapmadan geçmeyin, teşekkürler.

"Ne işin var ki senin burada? Beni bir sal artık."

Felix Jeongin ile buluşacağı yere giderken peşine takılan Hyunjin'e söyleniyordu bir yandan. Sürekli dibinde dolanması can sıkıcıydı.

"Bana nereye gittiğini söyle."

''Bunun cevabını daha önce vermiştim. Sana ne?''

Gözlerini devirdi ve yürümeye devam etti. Jeongin ile buluşacakları yere gelmişti. Herkesten uzakta bir yere oturdu ve beklemeye başladı. Belirtmeye gerek var mı Hyunjin de Felix'in yanına kurulmuştu hemen.

"Ne bu? Randevuya mı çıkıyorsun?"

"Evet dersem rahatlayacak mısın Hyunjin?"

"Neden bu kadar kızıyorsun ki?"

"Sence? Bir düşün bakalım. Zor olacak ama..."

Öte yandan Minho'nun attığı konuma gelen Jeongin gerçekten de Minho ile görüşeceğini düşünerek etrafına bakındı ancak onu göremedi. Biri el sallıyordu. Jeongin oralı olmasa da aynı kişi ısrarla el sallamaya devam ediyordu. Göz ucuyla baktığında el sallayan kişi onu çağırıyordu.

Kaşlarını çattı. Minho neredeydi? Bunlar kimdi ki?

"Sonunda gelebildin Jeongin'di değil mi?" Sarışın olan heyecanla konuştu.

Hyunjin nihayet Jeongin denen elemanı görmüştü. Ne yani Felix bundan mı hoşlanmıştı gerçekten? Pek de tipsizdi.

"Siz kimsiniz? Bay Lee nerede?"

"Bay Lee yok biz varız. Yani ben varım." Felix bilmiş bir şekilde konuştu.

"Buraya Bay Lee ile görüşmek için geldim ve Bay Lee ile konuşmayacaksam ben gidiyorum."

Aman pek de asabi bir şeydi.

"Minho şu an gelecek durumda değil.''

''Neler oluyor?''

''Neden oturmuyorsun Jeongin?''

''Bakın benimle alay ediyorsanız bu hiç hoş değil.''

''Alay etmiyoruz. Otur lütfen çünkü sana anlatacaklarım Minho ile ilgili.''

''Felix Minho'nun haberi olmadan bunu yapman doğru değil.'' Hyunjin onun neyin peşinde olduğunu anlamıştı.

''Sen karışma Hyunjin. Haftalardır yanımızda olmadığın için Minho'nun neler yaşadığını bilmiyorsun hani bir sabah ansızın eşyalarını toplayıp gitmiştin ya.''

Felix ters ters bakarak onu susturdu.

''Minho'ya ne olduğunu söyleyecek misin artık?'' Jeongin sıkılmaya başlamıştı. Bardağındaki içecekten bir yudum almak için bardağı dudaklarına götürdü.

''Jeongin bak şaşırmak yok tamam mı? Şey, Minho hamile.''

Jeongin tamamen ve kesinlikle istemsiz bir şekilde içeceği püskürttü.

''Biz de çok şaşkınız gerçekten.''

''Şaşkın haliniz bu mu?'' İrice açtığı gözleriyle ikisine bakarken eliyle yüzlerini işaret etti.

''Kabullenmeye başladık en azından.''

''Şaka yapıyorsunuz.''

Felix oflayarak gözlerini devirdi.

''İnanmıyorsan hastaneye gidelim. Minho şu an hastanede kalıyor. Doktor on haftalık hamile olduğunu söyledi.''

Jeongin eliyle alnını ovdu. İşler karışacaktı iyice.

baby one more time | banginhoWhere stories live. Discover now