22.bölüm

1.4K 43 42
                                    

1 hafta sonra
Arzu'dan
Elifle kaldığımız evde odamda yatağın ucunda yerde oturmuş ayaklarımı kendime bağdaş kurmuştum. Gözlerimden akan yaş avucuma düştü hala gözlerimde yaş kalması garipti. Odanın kapısı açıldığında Elif elinde tepsiyle içeri girdi. Yine yiyecek bir şeyler hazırlamıştı 1 haftadır bıkmadan bunu yapıyordu ama benim hiç bir şey yiyecek halim yoktu. Arada sırada getirdiği içeceklerden aldığım bir kaç yudumla hayatta kala bilmiştim. Tepsiyi masaya bırakan arkadaşım benim yanıma oturdu.
"Arzu, yeter artık lütfen" dedi artık kelimeler tükenmişti ondada teselli etmeye kelime kalmamıştı. Zaten nasıl teselli edilirdiki yaşadığım alçak ihaneti hangi teselli kelimesi hafifletildi?
Bir hafta önceydi Arslanlı malikanesinde kendi kaldığım odamdan aşağı inerken salondakilerin konuşmasını duydum. Cihan bey karısını tembihliyordu
"Defne sakın Arzuya bir şey belli etme Ateş kendisi konuşacak onunla" o an içeri girip ne olduğunu sormak istedim ama durup dinlemeye karar verdim. Defne hanım sinirli bir şekilde salonda dolaşıyordu.
"Biraz daha erken öğrenseydik Meleğin hamile olduğunu şu an burda olacaktı sonuçta Ateş karnında onun çocuğunu taşıyan kadını bırakıp Arzuyu seçmezdi değil mi?" Dedi öfkeyle. O an donup kalmıştım. Kulaklarım bana oyun oynuyordu değil mi? Melek hamile olamazdı. Onlar bir şeyi yanlış anlamıştı. Salona girdim beni görünce hepsi sustu
"Doğru değil. Değil mi? Melek hamile olamaz" dedim gözümdense ne zaman aktığını bilmediğim yaşlar dökülüyordu. Hepsi bana bakıyordu. Ama kimse bir şey demiyordu
"YA KONUŞSANIZA ÖYLE BİR ŞEY YOK DESENİZE!" Öyle bir bağırmıştımki sesim yankı yapmıştı. Ama onlardan yine ses çıkmıyordu. Aslan ağa bana bakıp
"Kendine gel gelin hanım. Biz bu haberi 5 yıldır bekliyoruz. Şimdi sevincimizi bile yaşayamıyoruz doğru düzgün. Melek hamile ama nerde olduğunu bilmiyoruz bu kadar derdin içinde birde sen sorun çıkarma" dedi.
Kafamı sallıyordum ağlayarak yapamazdı Ateş bana bunu yapamazdı
"Yapamaz Ateş bunu bana yapmaz. Söz vermişdi bana. Ona dokunmayacağım demişti"
Sayıklıyordum kendi kendime iyi değildim
"Dokunmayacaksa nasıl hamile kalacaktı Melek sonuçta bu kız bu yüzden geldi buraya sende bunu bile bile kabul ettin. Şimdi ne bu tavır anlamıyorum" dedi Defne hanım yalandan.
"Söz verdi bana gideceğiz burdan dedi. Ona dokunmayacağım dedi" kendimde değildim tam düşecekken ne ara geldiklerini bilmediğim Nazlı ve Elif tuttu beni
"Arzu hadi gel odana çıkalım" deyip odama sürüklediler beni. Odaya girmemle yatağa oturttular ayakta duracak halin yoktu kabus gibiydi her şey. Doğru olamazdı Ateşten duymazsam inanmazdım ondan duymam lazımdı. Çok korkuyordum ya doğruysa. Kaldıramazdım bunu kaldıramazdım ona dokunmasını kaldıramazdım. Kızarmış gözlerimde Nazlıya bakıp
"Doğru mu?" Dedim zorlukla. Saçlarını kulaklarının arkasına veren kız tedirginlikle elleriyle oynamaya başladı.
"Abim aradı az önce babamı. Yekta kendisini çatıdan atmış. Ölmüş. Ama atmadan önce Meleğin yaşadığını ve hamile olduğunu söylemiş. Babam telefonu hoparlöre almıştı yani abimin ağzından duydum" o an durmuştu zaman. Yapmıştı bana bunu yapmıştı eğer onla birlikte olmamışsa hamile olamaz derdi. Ama olmuştu o kızla birlikte olmuştu. Aşık olduğum adam,5 yıllık hayat arkadaşım bana ihanet etmişti ve ben bunu o kadının hamile olmasıyla öğreniyordum. Oturduğum yatağa baktım 5 yıldır bu yatakta onunla beraber yatıyordum. Söz vermişti bana senden başkası olmayacak diye. Yalan mıydı? Ayağa kalkıp yatağı dağıltmaya başladım bağırıyordum aynı zamanda acımı böyle dışa vuruyordum belkide. Canım çok yanıyordu. Odadaki her şeyi kırıp dökmüştüm Nazlı ve Elif bana korkuyla bakıyordu ama karışmıyordular acımı çıkarmama izin veriyordular ama bu acı böyle çıkacak mıydı? Yere çöküp ağlamaya başladım bütün güçümle. Elif yanıma gelip sarıldı bana kaç dakika orda öyle kaldık bilmiyorum ama sonra yavaşça ayağa kalktım Ateş birazdan gelirdi onu görmek bile istemiyorumdum. O gelmeden gitmeliydim burdan. Elifte benimle birlikte kalktı ayağa ona bakıp sadece
"Giderim" diye bildim kafasını sallayan arkadaşım çantalarımızı alıp koluma girerek çıkardı beni odadan. Biz evden çıkacakken Cihan bey
"Nereye?" Diye sordu cevap vermedim konuşmak istemiyordum onlarla. Kapıyı açıp gidecekken
"Arzu bak sinirlisin ama şu an dışarısı çok tehlikeli burda kalmalısın" dedi. Zorlukla ona döndüm. Karısıyla birlikte bana bakıyordular. Defne hanımın yüzündeki mutluluğu görmemek için kör olmak lazımdı. Ona bakıp
"Siz daha tehlikelisiniz" dedim ve dışarı çıktım. Arabama binip Elifle kaldığımız eve gittik. Ateşin adamları hala buradaydı ama umrumda değildiler. Hemen eve girip odama gittim yatağın kenarına çöktüm ve o günden beridir burda böylece bekliyorum. Ateş kaç defa geldi ama kapıyı açmadım telefonumu duvara vurup kırdığım için arayamayordu Elifi arıyordu ama konuşmuyordum. Tabiki onunla yüzleşecektim ihanetin hesabını soracaktım ama önce toparlanmalıydım. Yanımda oturan arkadaşımın telefonu çalıyordu ve yine Ateşti tabi. Yüzsüz gibi hala ne konuşmak istiyordu bilmiyorum.
"Davayı açtın mı?" Dedim Elife
"Açtım. Ateşede gönderdim dilekçeyi. Ama dün beni aradı açtım seninle konuşmadan kabul etmeyecekmiş. Tek celsede bitmesi için onunda kabul etmesi lazım" kafamı salladım zaten hemen kabul etmesini beklemiyordum. Şu an kendimi onunla yüzleşecek kadar güçlü hissetmiyorum.
"Hadi bir şeyler ye. Bak bir haftadır ağzından tek lokma bir şey geçmedi. Bitiyor işte kurtuluyorsun o pislikten"
"Ben ondan kurtulmak istemiyordumki. Ben o her şeyi düzeltsin giderim burdan istiyordum ben her şeye rağmen onunla olmak istiyordum.
Eğer Melek yeni hamileyse bizim ayrı kaldığımız günlerdemi olmuş onunla? Benim yokluğumu fırsat mu bilmiş? Mardinden döndükten sonra ayrılalım dedim Melekte o günlerde hamile kalmış" dedim yavaşça ağlayarak ağlamaya bile artık güçüm kalmamıştı. Yavaşça yatağa çıktım yorganı kaldırıp içine girdim ve yine bir krize girerek uykuya dalmayı bekledim.

Gözümden Düşdüğün An Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu