10. Bölüm

87 10 169
                                    

Sen bana akıl ver Allah'ım, bende esamesi yok

Doğru olabilir mi gördüklerim, bi malumatım yok

Geliyorum demedin sende her kaza gibi ani

Hasar büyük kalbim gidiyor elden aşığım yani

Bölüm şarkımız 

Gülşen ~ Kardan Adam

10. Bölüm

"İzmir!" 

-- ASİL -- 

Araba durduğunda heyecanla arabadan indim. "Ateş! Ama burası çok güzel!" Arkamdan güldüğünü işittim. "Senden güzel değil." 

"Ateeş..." Gözlerim, gözlerine çarptı. Sadece bir saat önce onsuz kalacağım için ağlarken şimdi onunla çok yakındık. Anlam veremiyordum, nasıl bir anda böyle olabilmiştik? Aşk işte, beklemediğin bir zamanda tam karşında belirirdi. 

Yanından ayrılıp koşar adımlarla gördüğüm kedilere doğru gittim. "Asil yavaş!" Arkamı dönüp sırıttığımda "Düşme sakın!" diye bağırdı. 

"Düşmem!" diyerek 'm' harfini uzattığım sırada hâlâ koşmaya devam ediyordum. GöKzlerim gözlerine takılı kalmıştı ve önüme bakmıyordum. O an ayağım takıldı, anında önüme dönerken korkuyla düşmeyi bekledim ama düşmemiştim. 

"Koşma, dedim değil mi?" Kollarındaydım, beni düşmekten kurtarmıştı. "Zarar görmene izin vermem." Gülümsediğim sırada dengede durmamı sağlayıp dudaklarını alnıma bastırdı. "Çiçekleri kıskandıracak bir kokun var ama adını koyamadım hâlen." 

Gülümsedim, sözleriyle beni benden alabilecek birisiydi. "Hadi, elini yüzünü yıkayalım da kahvaltı yapalım." Şu an fark ediyordum, burada niye kimse yoktu. "Niye burada kimse yok?" 

"Senin için gelmeden Mert'e burayı kapattırdım güzellik." Etkilenmiş miydim? Etkilenmiştim. "Benim için böyle şeyler yapmana gerek yok Ateş..." 

"Sen, benimsen böyle şeyler sana az bile." Utandırıyordu. "Hadi hadi, git elini yüzünü yıkayıp gel." Ben giderken Ateş'in yanına giden garson Ateş'e ne istediğimizi sormuştu. 

"Ne eksik ne fazla, kahvaltıyla donat masayı." Garson yanından ayrılırken ben de bir çırpıda elimi yüzümü yıkayıp yanına döndüm. 

"Ateş." Yanına doğru ilerledim. Bana dönmesiyle gözlerim, gözlerine takıldı. "Gel güzelim." Sandalyelerden birini çektiğim sırada izin vermedi. 

"Yanıma gel, seni ben doyuracağım." Ufak adımlarla yanına geçtiğimde beni sandalyemden tutarak yanına çekti. "Gel şöyle yamacıma bakayım." 

Gözlerinin dudaklarıma kaydığına anbean şahit olurken o daha da yaklaştı ve dudaklarını dudaklarıma bastırıp bir buse bıraktı. "Böyle bakarsan dayanamam ama ben." Gülümsememle o da gülümsedi. 

"Asla aç kalmayacaksın." dedi ardından. Ağzımı açıp da bir kelime söyleyemiyordum, kitlenmiş gibiydim. Böreklerden aldı ve kesip dudaklarımın arasına kestiği parçalardan birini koydu. "Güzelce doyur karnını." 

Tek SığınakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin