17. Bölüm

96 11 81
                                    

Bölüm Şarkımız;

Rei ~ Acı ve Gözyaşı

Unutmak kolay değil ki
Tüm o çirkin sözleri

17. Bölüm

"Öptüğüm Yerlerine Vurmuştu."

-- ASİL --

"Teşekkür ederim Ateş, bıraktığın için."

Ben arabadan inmeden bana yaklaşıp dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı ve geri çekildi. Yaptığı her şeyle beni etkisine alırken bu yaptığıyla da beni etkisi altına almaya başlamıştı.

"Gelmemi ister misin? O piçe hiç güvenmiyorum." Güven vermek istercesine tebessüm oluştu yüzümde.

"Gerek yok Ateş, eşyalarımı toplayıp çıkacağım."

Umarım...

"Beklesem?.." Kaşlarım çatıldı, inat ediyordu. "Ateş!" Güldü. Dudaklarını boynuma getirdiğinde dişlerini hissettim, ısırmıştı. O umursamazken konuştu. 

"Peki ama yarım saat sonra kapında olacağım, on beş dakika sonra da iyi olduğundan emin olmak için arayacağım." Arabanın kapısını açtığımda gülümseyerek yüzüne baktım. "Tamamdır."

Arabanın etrafını dolanıp eve gireceğim sırada ona döndüm, tekrar gülümsediğimde "Aklım her zamanki gibi, hep sende!.." diye bağırdığını duymuştum.

Eve girdikten birkaç saniye sonra arabasının sesini duydum, gitmişti. Eğer babam evdeyse söyleyecek bir sürü lafım vardı. Tabii üstümde bıraktığı ruhsal etki hâlâ devam etmiyorsa...

İçeriye girdiğimde evde annem dışında kimsenin olmadığını fark etmiştim. Benim eve geldiğimi fark eden annem konuşmaya başladı.

"Oo, sonunda gelebildin küçük hain." Cevap vermeyerek odama gittiğimde çantamı alarak içine kıyafetlerimi ve önemli olan birkaç şeyi koydum. Dakikalar hızla geçerken telefonumun çalmasıyla elime aldığım telefondaki Ateş'ten gelen aramayı yanıtladım.

"İyi misin?" Ateş'in biraz meraklı, biraz da endişeli sesi bana ulaştığı sırada evin kapısı çaldı. İçeriye duyduğum kadarıyla babam girmişti fakat bu çok da umurumda değildi. Evden çıkmadan ona karşı söylemem gereken birçok laf vardı.

"İyiyi..." Babamın odama girmesiyle ve hızla üzerime doğru yürümesiyle ağzımdan korku dolu bir çığlık kaçtı. "Y-Yaklaşma!" Hayır, tekrar olmazdı. Üzerimde bıraktığı ruhsal yara devam ediyor olamazdı...

Kaçacak yerimin kalmaması ve yere düşmem art arda gerçekleşirken o sırada telefon da elimden kayıp odanın bir yerlerine gitmişti. Ateş'in sesi geliyordu ama anlaşılmıyordu. Cevap vermem için bağırıyor olmalıydı ama ben korkudan ağzımı dahi açıp konuşamıyordum.

"Seni küçük orospu!" Babam elini kaldırıp yanağıma vurduğunda başım yana düşmüş ve yine ağzımdan bir çığlık kopmuştu.

"Aah!.." Kendimi toparlamaya çalıştığımda başaramamıştım. Zorla da olsa ağzımı açtığımda "Ateş..." diye mırıldanmıştım fakat fısıltı gibi çıkan sesimi duyup duymadığından hiç emin değildim.

Tek SığınakOù les histoires vivent. Découvrez maintenant