12.BÖLÜM

1.4K 994 16
                                    

Yerin altından gelen ürkütücü bir ses ile bina sallanmaya başlamıştı ne olduğunu anlamayıp birden bağırmaya başladım. Gelen sarsıntının üzerine bağrışlarıma hâkim olamamıştım. Sarsıntı beni yerle bir ederken Umut ile yere yıkıldık. Yerin altından gelen ürkütücü kırılma sesleri beni nefes nefese bırakmıştı, birden elektrikler kesilince elim ayağım boşalmıştı, gecenin bir yarısı uykusundan uyanan bebekler çocuklarını kurtarmak için bağrışan anneler ve babalar...

Ya da çocukları korkmasın diye içi içini yiyip konuşamayan anne ve babalar.

Çığlık çığlığa kaçan insanlar ve durmayan sarsıntı, raftan düşen tabaklar bardaklar devrilen masa.

"Teyzem." dedim ayağa kalkmaya çalışırken, bağrışlarım arasında düşe kalka teyzemin yanına giderken birden Umut adım ile bağırarak belimden tutup kendine doğru çekti. Umut ellerimi tutarken birden bizi ayıran bir zelzele olmuşu. Elleri ellerimden ayrılınca gözlerimin önü karardı, onu görebiliyordum ama bana pek de yakın değildi.

Üzerimize yığılan taş yığınları arasında birbirimize bakakaldık. Hâlâ ne olduğunu anlamış değilken üşümeye başlamıştım. Bir an da bir kez daha büyük bir sarsıntı hissettim yan tarafıma işte bu sefer o sarsıntı ile ben de kaydım aşağı doğru, düşen kolon ve taş parçacıkları, yağan yağmurun şırıltısını hissederken çığlıklar arasında anne ve babaları için bağıran çocukların sesini duydum. Gözlerimi zorla açmaya çalıştım, çok büyük uğultular duyuyordum ama hiç ses yok gibiydi sanki. Gözlerimi açarken ellerimle yüzümün üzerindeki toprakları silkelemeye çalıştım, ağzıma giren tozları tükürmeye çalışırken birden öksürmeye başladım.

"İnci..."

"İnci yalvarırım ses ver, İnci ne olursun ses ver. Anne... Abi..." Umut'un çaresiz bağrışlarını iliklerime kadar hissettim. Sesim soluğum kesilmişti Umut'a cevap vermek için çırpınıyordum ama beceremiyordum.

"İnci." dedi bir kez daha, bu sefer Umut sesinin son milimine kadar adımla seslenmişti.

"Umut..." Etrafın karanlığından hiçbir yeri göremiyordum, hareket etmek için olduğum yerden doğrulmaya çalıştım. Sadece başımı sağa sola çevirip boynumu hareket ettirebiliyordum. Bacaklarım iki büklüm olmuştu, saçlarım yıkılan iki taş arasında kalmıştı ne geri itebiliyordum kafamı ne de saçlarımı kendime alabiliyordum.

"İnci iyisin değil mi? Korkma İnci..." Umut tek bir cümleye bütün sözleri sığdırmak için elinden geleni yapıyordu.

"İyi değilim, çok korkuyorum, çok soğuk, çok karanlık."

"Korkma İnci, sanırım senin üst tarafındayım..." Umut konuşmaya başlayınca birden bağırmaya başladım. Umut'u artık göremiyordum çünkü ikinci sarsıntı Umut'u olduğu yerde bırakıp beni aşağı doğru fırlatmıştı.

"Ne üst tarafı Umut ne oldu bize ne oldu?" Gözyaşlarıma sahip çıkamayıp ağlamaya başladım. Umut'un sesi o kadar titriyordu ki oda hem korkuyor hem de üşüyordu.

"İnci ne olursun sakin ol, sanırım deprem oldu ve büyük bir sarsıntıya bina dayanamadı..." Umut cümlesini bitirmeden olduğum yerde omuz silktim, hızlı hızlı nefes alıp verişlerimin arasında çığlıklarım arasında ağlamaya başladım.

"E- enkaz altında mıyız?" Sakin olmak elde değildi ellerimi birbirine sürterek kendimi ısıtmaya çalıştım. Kalbim hızla atıyordu, başım dönüyordu, karanlıklar üzerime doğru geliyordu. Ağlamama hâkim olamıyordum, yemin ederim kâbus görsem bu kadar korkardım.

"Ağlama İnci ağlama..." Umut beni teselli etmek için çaba sarf ederken kendinden habersizdi.

"Umut bana iyi olduğunu söyler misin?" Gözyaşlarım arasında çaresizce enkaz altında kurtulmayı bekledim.

UMUDUN İNCİSİ GÖK'YÜZÜNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin