bu gece tekrardan...

43 11 4
                                    

aşk vadilerinden göz kırpıyor kasvetli heyhatlar,
imgeler geriliyor çarmıhlara bu gece

kara trenler siyah dumanlarla harmanlıyor kederleri
okyanuslara sığmıyor gözyaşları bu gece

amaçsız fahişeler ve gereksiz kadınlar yaşıyor düşlerimizde
nafile kanıyor yürekler bu gece

gam yemez kervanlar geçiyor damar yollarımızdan
Nice yusuflar düşüyor kuyulara bu gece

kar taneleri eriyor kentlerimizde, ürkek ve mağrur
geçmişi selamlıyor şeytanlar bu gece

ankalar süzülüyor dağ yamaçlarında sisler içinde
boyunlarına halatlar bağlanmış bu gece

defterler tekrar yazılıyor ve emirler dağıtılıyor şehre
mükelleftir idamlar cellatlara bu gece

şahlanıyor esaretin bilinmez gerçekleri dudaklarımızda
maşuklar vuruyor sahilllere bu gece

mezar taşları çatlıyor susuşumuzun akıl almaz çığlığından
topraklar atılıyor üstümüze bu gece

rutubet kokuyor kalplerin paslanmış ıssızlığından sevgiler
melekler temizliyor ruhumuzu bu gece

bizler sığmıyoruz, üşüyor ve terliyoruz yataklarımızda
cevapsız sorularla baş başayız bu gece

köprülerden geçiyoruz ve tek bir çıkış yolumuz var
incecik halatlar kopuyor bu gece

alev alıyor kan çanakları, bağırışlar titretiyor bedenimizi
korkuyla sevincimiz karışıyor bu gece

bir tarafta zemberek, bir tarafta yakuttan elmalar
tadı damağımızda kalıyor bu gece

kararıyor gözlerimiz, yanlışlarımız yüzmüze vuruluyor tekrardan
sürgün diyarına geri dönüyoruz bu gece

kaderdir insan ömründe ölümWhere stories live. Discover now