⁸ 𝖇ø𝖑ū𝖒 " Hide-and-seek "

68 2 0
                                    

Tek bir kelimenin dahi edilmediği sessiz ortam, verilen kuru bir 'selam' ile dağıldığında devamı çok fazla gecikmiyor "O iyi bir insandı" Diye fısıldıyor ardından. Oldukça derin olan ses, aynı zaman oldukça da derin olan bir yaraya sahiplik ettiği okunan melül bir ton. Jimin ise hala kolunu sıkan parmaklarda takılmış, odak noktasını değiştirmemeye ant içmiş olan göz bebeleri ile neredeyse soğuk terler dökeceğini hissediyordu.

Vita'nın gözleri yavaşça yanında ki oğlana kaydığında ardlarında herhangi bir duygu barındırmayan bakışlar ile bir kaç saniye karşısında ki yüzü tanımaya çalışıyor. Pembeli ise bu bakışlara vereceği tek cevap olan, zoraki bir yutkunuş gerçekleştiriyor. Vita'nın gözleri bu sefer parmak boğumları ile sıkıca sardığı kola gittiğinde ise elini âni bir hızla çekiyor. "Kusura bakma fark etmemişim" pek de özür dilemeye yakın olmayan bir söyleyiş biçimi ile sakince dökülüyor dudaklarından kelimeler.

İlk başta karşılaştığı bu tavır ile öylece tepkisiz kaldığında aniden dudakları şaşkınlık ile aralanıyor, heyecandan titreyen ellerini durdurmaya çalıştığı sırada "Herhangi bir sorun yok mu? Sinirli değil misin?" Diye âni bir soru yöneltiyor.

"Sinirlenecek bir şey yok" diyor ilk başta sonra ise bunun yeterli olmadığı anladığında devam ediyor. "niye sinirli olayım? Kötü değilsiniz" duraksıyor. "Aynı ona benzer" diyerek resmi gösterdiğinde küçük bir gülümseme yerleşiyor kiraz çürüğüne bulanmış dudaklarına. Gözlerinin takılı kaldığı resim maziler açıp, kapatıyor zihninde. Fotoğraftaki kişiyle olan oldukça köhne anılar, hayatının acısını geçmişinde tadan bir insan olarak bile kesinlikle kendisinde kötü şeyler canlandırmıyor.

"O kötü birisi değildi, değil mi?" Diye fısıldıyor, emin olmak istiyor her ihtimale karşı ve eğer ki bu masum canın babası ile kötü anıları olsaydı kendisini affedebileceğini düşünmüyordu.

"O benim babamdı" Herkes taş kesiliyor o tek cümle ile, jiminin yüzünün rengi bariz bir şekilde atar iken ne diyeceğini bilemeyerek dili birbirine dolanıyor. "N-ne diyorsun"

Vita onların tepkilerine hızla göz gezdirirken yanlış anladıkları şeyi fark ettiğinde, büyükçe açılan gözleri ile hızla ellerini hava kaldırarak iki yana sallıyor. "ahh hayır yani o anlamda değil. Sadece, baba gibiydi işte... anlarsınız ya"

Jimin kalbinin üzerine koyduğu eli ile rahatlar iken bir anlığına gerçekten de nevrinin şaştığını hissetmişti öyle ki gayrimeşru bir kardeş vakâsına karşı henüz yeterli psikolojiye sahip olmadığını, çok fazla ortaya çıkan bu geçmiş sırların onu zaten yeterince etkilediği düşüncesindeydi. O sıra söylemeye hazırlandığı, zihninde tıkılıp kalan o kelimeler için cesaretini topluyor kendince. "insan bedenini böyle hoyratça kontrol etmenin ona zarar verdiğini biliyor musun peki?" Diyerek yöneltiyor soruyu, sesindeki siniri ise ne kadar çabalasa bile örtemiyor.

Vita kendisine yöneltilen soru ile harlanmaya başlayan kızıl ateşleri ona dönüyor."Ona bakılırsa eğer zamanında böyle hoyratça kontrol etmeseydim şimdi de yaşamıyor olacaktık" Diye ukalaca bir cevap çıkıyor dudaklarından.

Kontrolün ellerinde olması gereken zamanlar insan bedeni değil, kurt formunda iken olanlardı. Bu kural kurtların bütün yaşamsal camiası boyunca yerini korumuş ve aksi takdirde ciddi rahatsızlıklar meydana getirebilecek olan bu eylem, genelde halk arasında psikolojik bir rahatsızlık olarak da anılıyordu. Fakat bu sefer şartlar farklıydı, vita kendince oldukça haklı olduğunu düşündüğü bu konuda kesinlikle eleştiriye açık değildi.

"Onun sadece yanında olarak yardımcı olabilirdin? böyle tamamen ele alınca bu çok fazla zarar veriyor bedenine" Sınırları zorluyor pembeli fakat kesinlikle pişman değil ağzından çıkanlara. O sıra delta her an olabilecek şeylere karşı tetikte bekliyor. İzliyor, analiz ediyor ve beynindeki o kitapçığa bir bir kazıyordu her bilgiyi, çehrelerine yerleşen her mimiği, dudaklardan dökülen her kelimeyi.

Galanthus Nivalis || taekook ' omegaverseNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ