Galanthus Nivalis || taekook ' omegaverse

⁹ 𝖇ø𝖑ū𝖒 "youngblood"

•

•

Flash back;

Bitkin bakışlar pembe tutamlarda geziniyordu, yaklaşık iki saattir delta'nın kulaklarına dolan o ince sesin sahibi, yanında oturan kuzeninin kafasına bir kaç bilgiyi sokabilmek için boğazını kurutuyordu fakat alabildiği tek yaşamsal tepki yeni boyattığı pembe saçlarında takılı kalan gözlerin ara sıra kapakları ile kapanmasıydı.

Sonunda bıkmış bir şekilde elindeki kalemi sertçe önündeki kitabın üzerine koyduğunda, burnundan yanında ki bedene sadece komik gelen o sesli nefesi bıraktı. Sinirini başka ne şekilde belli edeceğini bilmiyordu.

"Sırf verimli olsun diye seni babamın kütüphanesinde çalıştırıyorum fakat hâlâ aklın bir karış havada" diye sitem ettiğinde sonunda kuzeninin bakışları daldığı yerden çekiliyor.

"Hiç bir işime yaramayacak şu aptalca şeyleri dinleyeceğime yanmış saçlarını izlerim daha iyi." Diyerek pembe saçlının dahada sinirlerini bozar iken, yanmadığına emin olduğu saçlarını elleri ile taradı jimin.

"Ne yapalım o zaman diş macunu kafa sen söyle" diye karşısında ki gencin aynı kendisine yaptığı gibi boyattığı kafasına hitaben konuştuğunda kuzeninin suratında ki alaylı ifadenin kayboluşunu bir bir izledi.

"Ne alaka şimdi"

"Ne demek ne alaka? Sırık kadar boyun ile aynı bir dış fırçasına benziyorsun, kafanda üzerine sıkılmış diş macunu gibi, hatta- hatta aralarına biraz mavi eklersek mentollü bir diş macununa benz-"

"Kes sesini anladık" diye daha fazla gömülmemek için kuzenin sözünü kestiğinde oturduğu masadan kalktı. Gözleri ile uyumlu olur diye boyatmıştı saçlarını, alice mavisi gözlerini genelde herkes beyaz renk gibi gördüğü için uğraşmadan direkt olarak beyaza boyamış ve kendisine yakıştığınada adı kadar emindi.

Adımları kütüphanenin rastgele raflarlarından birisine yönelttiğinde, geniş rafta diğerlerinin aksine dik değil de yatay bir şekilde düzeni bozarak yerleştirilen kitabı rahatsız olduğunu belli eden bir ifade ile eline alarak düzeltmeye çalıştı.

"Ne yapıyorsun?"

Arkasından gelen ses ile hareketleri kesilirken kafası yavaşça arkasına döndü."Kitap yamuk koyulmuş onu düzeltiyordum, baksana bu bir yerden tanıdık geliyor amcamın kitabı değil mi?" diyerek açıklama yaptığında merak ederek kitabın kapağını kendisine doğru yaklaştırdı.

"Babam asla kitaplarını düzensiz bırakmaz" diye şaşkın bir tonda söylenirken ayağa kalkarak kuzenine doğru ilerledi, uzun boylu kuzenine yetişebilmek için parmak uçları ile yükselerek kafasını kitaba doğru uzattığında ani bir hızla kitabı kuzeninin ellerinden çekti.

"iki saattir kapağını inceleyeceğine şimdiye okumuştuk kitabı"

Pembe saçlının bu sinir bozucu hareketlerine alışmıştı fakat yinede karşı koyamadığı yüksek derecede sinirli ifadesi ile arkasına döndü, amacı bu hareketine aynı şekilde bir savaş açmaktı ancak merakına oldukça yenik düştüğü bir andaydı o yüzden ki sessizce adımlarını masanın başındaki kuzenine doğru ilerletti.

Pembelinin "Kâinatın sırları" diye normalinden daha kalın tuttuğu sesine küçük bir kıkırtı bıraktığında kuzeni sandalyeye oturarak kitabı masaya koydu, o ise arkasından biraz eğilerek izlemeyi tercih etti.

Bakışları kitabın kapağı açıldığı anda yazılara çevirmişti hızla, göz bebekleri merak ile pürüzsüzce satırlarda kaymaya başladığında ise kitabın içeriği haricinde direkt olarak bir kurt adam anatomisinin ayrıntılı anlatımıyla karşılaşmışlardı.