33.Bölüm

1.3K 116 52
                                    

Bölüm geç geldiği için öncelikle özür dilerim fakat başlayan finallerim ve bazı sebeplerden yazmaya fırsatım olmadı. Fırsatım olduğu zamanda ufak bir geçiş bölümü yazmak istedim. Bölümde geçen olaylar Mavi ve İris'in ayrıldığı zaman. Çok uzatmandan keyifli okumalar dilerim : )

 Çok uzatmandan keyifli okumalar dilerim : )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mavi ve İris Ayrıldıktan sonra İris'den.

İki yıl önce.

"İşini adam akıllı yapmayacaksın seni neden işe aldık biz ! "

Mai, İris'in bir hafta da aşina olduğu sinirli sesini duyduğunda bilgisayar başından kalkıp koşturarak yukarı çıktı. Son zamanlarda fazlaca aldığı kilolar birkaç basmakta bile nefes nefese kalmasına neden olduğunda. "Söz veriyorum, hu. Bu pazartesi diyete başlıyacağım. " dedi kaçıncı olduğunu saymadığı sözünü verirken.

Merdiven trabzanına yaslanıp birkaç saniye nefeslendikten sonra açık kapıdan içeri girdi ve gözleri kan çanağına dönmüş olan arkadaşını gördü. Sinirle ileri geri yürürken hemen bir iki adam ilerisinde duran, yeni işe aldıkları çalışana bağırıyordu.

Bu kızın neyi vardı böyle ?

İris'in tekrardan bağıracağını anladığında Mai müdahale etti. " Ne oluyor böyle ? "

" Ne olacak ! Sevgili çalışanımız saksrın teki ! " arkadaşı hırsla yeri gösterdiğinde yere dökülmüş olan ufak boya şişelerini gördü. Mai, dolu gözlerle ona bakan kıza döndü. Adımlayıp kızın kolunu kavradı sakince ve. " Öğle yemeği yedin mi ? Aşağı inde biraz mola ver. "

" Mai hanım, " dedi kız titrek bir sesle. " İstiyerek olmadı yemin ederim. Çok üzgünüm. "

" Sorun değil, " kızı odadan dışarı çıkardı. " Lütfen İris'in kusuruna bakma. Normalde asla sinirli biri değildir ama şu sıralar kendinde değil. O yüzden ağlama, yemeğini ye ve biraz dinlen."

Kız kafasını sallayıp aşağı inmeye başladığında Mai sinirli adımlarla geri odaya girdi. Kapıyı kapattı ve hala ileri geri adımlayan arkadaşına hitaben. " Sen kafayı mı yedin ha ! Ufak bir çocuk gibi kızı neden azarlıyorsun ? "

Bağırdı, İris. " İşini doğru düzgün yapsın o zaman ! Buradan para kazanıyor. "

Mai, şaşkınca bakıyordu arkadaşına. Bunca yıllık tanıdığı insan yoktu sanki karşısında.

" İris, " dedi Mai endişeli bir tonda. "Neyin var arkadaşım ? Neden bu kadar öfkelisin ? "

Duraksadı, İris. Burun delikleri aldığı derin nefesler yüzünden genişlerken içerisinde patlamak üzere olan hisleri bastırmaya çalıştı. " Yok bir şeyim."

" Nasıl yok amına koyayım. Kaç gündür stüdyodakilerin canını okuyorsun. İnsanlar diken üzerinde senin yüzünden. Kaç tane müşteri kaçırdın."

" Yani, " dedi İris hiddetle. " İşlerini doğru düzgün yaparlarsa bir şey demem değil mi ? "

" İris, insanlar zaten işlerini iyi yapıyor ama senin gözün öyle bir kararmış ki herkes batıyor sana. Neyin var ? "

" Yok bir şeyim ! "

Mai, arkadaşını süzdü. Kaşları havalanırken. " Yoksa, Mav- "

" Sakın, " dedi aniden İris. Kırmızı gözleri direk olarak gözlerine odaklanmıştı. " Adını anma. "

" Ne oldu ? Kavga falan mı ettiniz ? "

" Hayır, " dedi İris. Dudakları arasından alaylı bir gülüş çıktı. "Siktiri çekti. "

Aklı karışan Mai. " Ne demek bu ? "

" Açık değil mi işte. Siktiri çekti, bitirdi her şeyi. "

" Nedenini sordun mu yani belki kor-"

" Bende korkuyorum ! "

İris yeniden bağırdığında Mai yerine sinmek üzereydi. Korkudan altın kaçırmıyorsa bunun tek sebebi yeni aldığı pantolonuydu.

Mai, şuan İris'in üzerine gitmenin iyi bir fikir olmadığını anladığında. "Tamam bak biraz sakinleş. Sonra konuşalım olur mu ? "

" Ben zaten sakinim. "

" Bok sakinsin, " arkadaşına göz attı. Üzerinde ki bol kazağı, bacaklarına yapışmış taytı ve dağınık saçları ile...hayır iyi değildi. Berbat gözüküyordu. Göz altları morarmıştı.

Ufak bir kız için mi bu haldeydi ? Aşk böyle bir şey miydi ? İzlemesi zevkli, diye düşündü Mai.

" Şu haline bir bak. Her neyse ne yaparsan yap biraz sakinleş. Artık uyur musun kafanı soğuk suya mı sokarsın beni ilgilendir miyor. Yarım saatin var bende aşağıda olacağım. "

Mai, arkadaşını odada bırakıp aşağı indi. Bedenini sandalyenin üzerine atıp masanın üzerinde ki gözlüğünü taktı. Arkadaşı ile ilgilenecekti fakat önce üst üste hasar gören kapı kilitlerini kontrol edecekti. Bilgisayarından geçmiş kamera görüntülerini açtı. Sırtını geriye yaslayıp bir hafta önce ki görüntülerden başladı izlemeye.

Olmasa stüdyoya ne hale gelirdi kim bilir.

Yirmi dakika boyunca izlediği görüntülerde gördüğü şey ile kaşları çatıldı. Mavi ?

Bedenini bilgisayara yaklaştırıp ekrana odaklandı. Mavi stüdyonun giriş kapısının hemen önünde duruyordu. Neden içeri girmiyordu ? Mai görüntüye odaklanmışken birkaç dakika sonra Mavi'nin arkasından yaklaşan bedeni gördüğünde kaşları daha da derince büküldü. Manolya ?

Yanlış mı görüyordu ? Gözlüğünü düzeltti, hayır gözlüğü yerli yerindeydi.

Ne oluyordu peki ?

Ekranda ki iki beden dakikalar sonra stüdyodan uzaklaşmaya başladığında Mai anlamsızca bakakaldı. Neler dönüyordu böyle ? İris'e söylemeli miydi ?

İris'in bu hallerinin Mavi ile ilgisi vardı belki Mavi'nin de Manolya ile bir ilgisi olabilirdi.

Kayıdı durdurdu. Alnı kaşıdı. İris'e söylese işler kötüye gider miydi ? Düşündü, düşündü. Ardından omzu silkip ıslık çalarak merdivene yöneldi. Söyledikten sonra işler nereye gidiyordu görebilirdi değil mi ?

******

Yeni kapak için minikbirryazara teşekkür ederim

Ruhumu Rengine Boya ⚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin