00.40

1.2K 69 19
                                    

"Of, İlay! Lanet yıl dönümünüz geçene kadar bizi bodrumda kıstırmaya kararlı mısın sen?"

"Kes sesini, limon beyinli." Hakaret etme şekline açıkça göz devirdim. Başını kaldırmadan pür dikkat telefonuna bakıyordu. Osman ile birlikte İlay'ın iki tarafından başlarımızı yavaşça omuzlarının üstünden uzattık. Bir Whatsapp grubu açıktı. Grup ismine güldüm fakat İlay'ın ürkütücü bir sakinlikle, "Anonim Kim? diye grup açan çocuk, sakın tek kelime etme," diye mırıldanışı üzerine dudaklarımı birbirine bastırmam gerekti.

Girl Power

Özgü: Burada değil.

Mine: Buraya da gelmedi.

Çisem: Burada. Kantin koridorunda, sizi arıyor.

İlay: Tamamdır.

"İlay, ne bok yiyorsunuz siz?" Turunçgil, Osman'ın kafasına vururken terbiyesiz terbiyesiz konuşmamasını söylüyordu. O esnada çevik bir hamleyle elindeki telefonu kaptım ve ekranı önceki mesajlara doğru kaydırdım. İlay dalgınlığından olmalı beni fark etmemişti, ta ki Osman kendisini İlay'dan kurtarmak için anında, "İlay, bak telefonunu karıştırıyor!" diye bağırana dek... İlay'ın elimdeki telefonu görmesiyle gözlerini büyüterek bana koşması bir oldu.

İlay: Kızlar, ben bizim çocuklarla Serhat'a yapacağım sürprizi konuşacağım. Serhat'ı görürseniz nerede olduğunu yazın da yakalanmayalım.

"Vay anasını," dedim telefonu uzanamaması için havaya kaldırıp. "Ne sinsi şeysin kızım sen."

"Kafatasının içinde beyin yerine ceviz taşıyan arkadaşım, ver lan telefonumu!" Kolunu kaldırarak uzanmaya çalıştı fakat boyunun kısalığı sağ olsun başarılı olamadı.

Osman sırtını duvara yaslamış, bizi izlerken yapmacık bir alayla, "Çok ayıp İlay," dediğinde kızın ona dönen bakışlarıyla korkarak başını başka yöne çevirdi. "Ben demedim, Aral söyletti."

Ona laf sokma işimi daha sonra yapmaya karar verdim ve mesajları biraz daha kaydırdım.

İlay: Bu iş canımı sıkmaya başladı.

İlay: Salak mısın kızım sen?

Okyanus: Ya benim yerimde siz olsanız aynısını yapardınız.

Mine: Kanka kusura bakma ama aramızdaki iyilik meleği olmaya aday tek kişi sensin.

Çisem: Hiçbirimiz böyle bir şeyle uğraşmayız.

Okyanus: Pişman değilim. Bunu onun için yapmadım zaten. Kızın annesi hasta ve ailesi için işler şu an pek yolunda değil.

Okyanus: Bir de bununla uğraşmamalılar.

Özgü: Annesi hasta diye cezasını çekmeyecek mi?

Okyanus: Kızım anlamıyor musunuz, Nihal hocaya gerçeği söyledim zaten. Bununla o ilgilenecek. Mehmet hoca ile konuşacak. Şimdilik olayın büyümemesini sağladım sadece.

İlay: İyi bok yedin.

İlay: Teşekkür için de gelip sana değil, benim arkadaşıma sarılıyor ama sen bilirsin.

Okyanus: Ne? Ne demek o?

İlay dizime tekmeyi acımadan geçirdiğinde inleyerek eğildim ve boşta kalan elimle dizimi tuttum. Diğer elimden telefonunu alırken, "Telefon karıştırmak serbest olabilir ama arkadaşlarımla olan sohbetlerim buna dahil değil," dedi aceleci bir tavırla. "Özellikle senin gibi beyin lopları ters çalışanlar için."

Engelmatik | TEXTİNG [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin