19. Bölüm - büyük konuşma -

41 33 0
                                    

Direk başlıyoruz bebekler...

Zeynep

Dış kapıyı kapatıp Doruğun yanına ilerledim. Doruk gözlerini kapatmış hala bir şeyler mırıldanıyordu

Mırıldandığı şeyi daha iyi duyabilmek için yanına yaklaştım ve oturdum

"Zeynepi öldüremez, Zeynepi öldüremez..."

Ne?

Kim beni öldürecek?

"D-doruk? Ben burdayım. Bak bana"

Ona içirdiğimiz soda sayesinde şu an biraz ayakta duruyordu

Doruk bana boş bakarak gülümsedi

"Vaay sevgilim. Sevgili sevgilin nerde?"

"Ne diyorsun Allah aşkına!"

Evet Atakandan bahsediyor.

"Bak o orospu çocuğuna de ki  'senin peşinde iki aptal aşık daha var ' diyo de "

İki?

"İkinci kim doruk?"

Sessiz kaldı. Sonra gülmeye başladı. Sonra kahkaha atmaya. Ve sonra kahkahası söndü. Gülüşü gitti ve geriye sadece sinirli bir doruk kaldı

Ve sonra sessizlik...

"Doru-" diye tam dokunurken birden bağırarak elimi ittirdi ve ayağa kalkarak üstüme eğildi

"O ikinci kim biliyormusun?!" Dedi sinirle solurken

Gittikçe koltukla bütünleşiyordum ve o üstüme geliyordu

Korkuyor, başka hiç bir şey yapmıyordum

"O ikinci, aptal Sinan! Ve nasıl olduysa sana kör kütük aşık olmuş!"

Ne?!

Sinan mı?

Benim konuşmama izin bile vermeden tekrar bağırarak konuşmaya başladı

"Hayır nasıl oluyorda herkes sana aşık oluyor! Önce Atakan piskopatı! Sonra aptal ben ve şimdide Sinan! "

Shit!

Neler oluyor Zeynep!

Sakin ol iç ses... Sakin ol ...

"Doruk bana bağırma!" Diye bende ona bağırdım.

Şu an aramızda çok az mesafe vardı.

İkimizde ateşten çıkmış gibiydik.
İkimizde aşıktık.
İkimizde bu olanları sindiremiyorduk.

Ama tek bir fark vardı

Benim aşkım mücadele duygumdan daha baskın değildi

Ben sevgimi geri plana atabilirdim
Ben sevgimi içimde yaşayabilirdim.
Ve en kötüsü...

Ben sevgimi hiç olmamış gibi silebilirdim...

Ama gördüğüm kadarıyla doruk bunu yapamıyordu.

Onun çok fazla kıskançlık duygusu ve koruma duygusu vardı

Hayır. Atakan gibi değil.

Atakan bir hasta. Piskopat!

Ama doruk aşık.

"Zeynep. Ben-" dedi doruk. Sakinlemiş gibiydi

Onu sakin görünce bende bağırmayı kestim ve sakince konuşmaya başladım

Ellerimi yanağına koydum ve ağlamaklı gözlerimle ona baktım

"Doruk... Neler oluyor?"

Doruk gerçekten çökmüş bir haldeydi

"Olay sensin sevgilim"

Üzgün dü.

Devam etti;

"Değiştin... Çok değiştin. Bu Zeynep kim bilmiyorum ama lütfen. Lütfen bana eski Zeynebimi ver... Çünkü o Zeynep doruğu seviyordu ... O Zeynep aşkını geri plana atmıyordu... O Zeynep atakana sevgilim demiyordu!"

Sessizlik oluştu ve tam gözlerime baktı.

"O eski Zeynepi sinanda sevmiyordu... Sadece ben... Sadece ben seviyordum..."

Ağlamak yok Zeynep! Ağlarsan ezik duruma düşersin! Sakın-

Kes artık iç ses!

Ben ...

Ben de eski Zeynep'i özledim çünkü eski Zeynep ağlamayı eziklik olarak görmüyordu...

Eski Zeynep ağlamayı seviyordu.
Eski Zeynep sadece aşkı için yaşıyordu.
Eski kuala ağacını özliyordu...

Doruğa baktım.

O ... O ağlıyordu...

Elime gelen yaşları sildim ve ona masum ve içten bir öpücük verdim.

Bunu özlemiştim.

Ayrıldığımda dudağıma gülücük kondurup eski Zeynepe döndüğümu sadece bir cümleyle gösterecektim

"Doruk?"

"Söyle sevgilim"

"Ben ağacımı çok özledim"


*****

TakipWhere stories live. Discover now