2 "questions"

712 66 35
                                    


"Bir çanta için kendini öldürtecektin."

Bir köşeye çekilmiş oturuyordum ayakta tam tepemde dikilmiş nihayetinde konuşmuştu.

"Kardeşimin çantası bu.. Kardeşimden haber yok anlıyor musun? Okuldan çıktı ve çıktığı gibi kayboldu!"

Fazla yorgun düşmüştüm ama hala onu bulamamıştım.

"Sadece okuldan çıkıp gitmiş niye bu kadar sorun ediyorsun?"

Ona baktım. Yüzünde ufak bir çizik vardı kanıyordu. Biraz üzülmüştüm. Benim için o da ölebilirdi çünkü..

"İtin biriyle dışarı çıkmış! Belki de kardeşimi zorla götürdü ve telefonu kapalı.. çantası burada. Nasıl kötü bir şey olmasın?"

Kaşlarını çattı. "İtin biri?"

Sıkkın bir nefes verdim ve konuştum. "Okulun zorbası kardeşime takmış kafayı. Sınıfımdaki çocuklar öyle söyledi. Kardeşimi aramaya çıktığımda ise bunlar geldi başıma."

Beni dinliyordu. Hala yanımdan ayrılmamıştı.

İki kez hayatımı da kurtarmıştı Bu çocuk her kimse hakkını asla ödeyemezdim.

Fakat şu an daha önemli bir konu vardı. Gözlerimden düşen yaşlara engel olmadım. Ağlamak istiyordum.

"Polise git?"

Haklıydı. O kadar olay yaşamıştım ki beynim durmuştu artık. Telefonumun olmadığı aklıma gelince ona dudaklarımı büküp baktım.

Göz devirdi ve cebinden telefonunu çıkarıp bana uzattı. "Hızlı ol, daha fazla vaktimi harcayamam"

Kaba ama yardımsever bir insan ilk defa görmüştüm.

Polisin numarasını tuşladım. Telefonda hızlıca durumumu anlattım. Fakat adamın dediği tek şey "Ergenlik yaşında çocukların kaçıp bir yerlere gitmesi normal. En azından kayıpsa bile üstünden yirmi dört saat geçmesi gerekiyor hanımefendi ama daha iki saat bile olmamış. Siz fazla telaşlı olabilir misiniz?" Olmuştu.

Ve telefonu kapatmıştım. Telefonu ona başımı eğerek geri vermiştim.

Ayağa kalkmaya çalıştığımda acıyan bileğim yüzünden yere geri düşmüştüm.
Bileğim kanıyordu. Az önce yere sert düşmüştüm belli ki.

Ağlamak istemiyordum ama şu an çok güçsüz bir durumdaydım.

Bana yardım eder mi diye ona baktım. Ama o kadar odundu bana bakmıyordu bile. Zorlanarak ayağa kalktım.

Sinirle ona baktım. Kalktığımı anlayınca bana bakmayıp konuştu.

"Eve gidip kardeşini bekle. Yarına kadar haber alamazsan polise git. Başka yapabileceğin bir şey yok."

Dudağımı ısırdım. "Teşekkür ederim.. Senin için ne yapsam yetersiz kalır bu iyiliğinin yanında."

Bana bakmamak için büyük bir çaba gösteriyordu. Geriye doğru gitti. "Bir şey yapmana gerek yok" arkasını dönüp yürümeye başladı.

Ama ben onun böyle gitmesini istemiyordum. Nedense onun dediği şey bana güven vermişti. Sanki eve gidip beklersem kardeşim eve gelecekmiş gibi.. ben fazla paranoyak davranmışım gibi.

"Seni böyle bırakamam!" Arkasından seslendim.

Durdu. Fakat arkasını dönmedi.

"En azından.. " dedim ve ona doğru yavaşça ilerledim. Ayağım çok acıyordu.

Tam karşısına geçtim. Boş bakışlarına ben mi fazla anlam yüklüyordum bilmiyorum ama kalbim çok hızlı atıyordu.

Parmak ucunda durmaya çalıştım. Boyu uzun olduğu için yüzüne anca gelebilmiştim. Cebimden çıkardığım yara bandını yanağında kanayan çiziğe yapıştırdığım an biraz tuhaflaşmıştı.

fake devil - jjkWhere stories live. Discover now