Karanlık Lord, 31 Ekim 1981 gecesi Harry Potter'ı öldürüp kehanetten kurtulmaya çok hazırdı.
Onun planlarını bozmak ise Çapulcuların göreviydi.
╔════════════╗
harry j. potter x fem!oc
audrisimpavi |...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Soğuk bir akşamdı. Sirius'un şömineyi yakmak zorunda hissedeceği kadar soğuktu, daha ekim ayının başında olmalarına rağmen. Havalar da erken kararmaya başlamıştı, artık iyiden iyiye kış geliyordu.
Harry'den mektup gelmişti. Alora'nın doğum günü yaklaşıyordu ve ne yapacaklarını soruyordu. Sirius da bir haftadır aynı şeyi düşünüyordu, ona güzel bir sürpriz yapmak istiyordu.
Onun haricinde günlük hayatını anlatan birkaç şey yazmıştı. Quidditch antrenmanları başlamıştı mesela, Harry sürekli onlarla meşgul oluyordu. Aynı şekilde Weasley ikizlerin kendileri geliştirdikleri şaka yapmak için değişik malzemeleri anlatıyordu.
Sirius onlardan oldukça etkilenmişti, Noel'de Weasleyleri görürse ikizler ile bu konu hakkında mutlaka konuşmak istiyordu.
Ve en son olarak şunları yazmıştı Harry, yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörümüz o kadar sıkıcı ki, Bayan Glimhope, beni işkenceden işkenceye sürüklüyor. Pierre'in profesörlüğünü özlüyorum.
Harry'nin bu yazdıklarına gülümsemeden edememişti Sirius. Pierre'i eleştirdiği birçok yan olmasına rağmen eğitmenliğini eleştiremezdi. Pierre'in öğretme yeteneği kuvvetliydi.
Hogwarts zamanlarında da böyleydi. Onun anlattığı birçok şeyi sınavlarda kağıda dökmüştü Sirius, adamın anlatımı akılda kalıcıydı işte.
Salona yaklaşan adım seslerini duyunca Harry'nin mektubundan başını kaldırdı ve Remus'a baktı Sirius. Onu gördüğü gibi gülümsemişti.
Uzun boyu, ince uzun kollu siyah kazağı ve kahverengi pantolonuyla yakışıklı gözüküyordu.
Ama yüzüne baktığında kıpkırmızı olduğunu gördü. Kehribar gözleri öfkeyle ışıldıyordu. Sirius onun neye bu kadar öfkelendiğini anlamaya çalışarak yüzüne bakarken "Bir şey mi oldu?" diye sordu.
Remus elindeki fotoğrafı sallayarak "Bu ne?" dedi ve Sirius'un kucağına fırlattı. Sirius afallayarak fotoğrafı eline alırken "Niye bu odamızda, kutunun içinde duruyor?" diye sordu, sesi sinirinden ötürü yükselmişti.
Fotoğrafı gördüğü anda nefesleri boğazına takıldı Sirius'un. Evde olduğunu unuttuğu ama aslında özenle sakladığı fotoğrafı görünce içi gitmişti, nostalji hissiyle dolmuştu.
James, kendisi ve Pierre vardı fotoğrafta. Hogwarts şatosunu arkalarına almışlardı fotoğrafı çekilirken. Güneş ışıl ışıl parlıyordu, çimler yemyeşildi. Bahar mevsimi olduğu belliydi.
James ve Sirius'un üzerinde Gryffindor kravatları vardı, Pierre ise Ravenclaw kravatını takıyordu.
Kadraja doğru sırıtan James, anlık olarak Pierre'e eğiliyordu ve elini onun omzuna koyuyordu. Ortadaki Pierre ise başını boynuna kollarına dolayarak tek ayağını yukarı kaldırarak poz veren Sirius'a eğiyordu.
