9 - En Kötü Lanettir: Ağlayamamak.

110 24 43
                                    

05.12.23

Hoş geldiniz. Küçük yıldıza dokunup okumaya geçebilirsiniz. İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum.

Gözlerim yerdeki terliklere değdiğinde histerik bir gülüş kaçtı ağzımdan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözlerim yerdeki terliklere değdiğinde histerik bir gülüş kaçtı ağzımdan. "İnsan gibi ölmek istiyorum dediğimde terlikleri bile düşünmüşler." Onları ayağıma geçirip heykelin yanına gittim ve yere çöktüm. Elim havalanıp duvarı buldu. Yabancı ile konuşmak istiyordum.

Bir tık, ses yok.

İkinci tık, ses yok.

Üçüncü için elimi kaldırdığımda ise, tek bir cümle.

"Kardelen, onlara asla inanma."

Adım, ağzından çıktığında vereceğim ilk tepki "Adımı nereden biliyorsun?" oldu. Sesim tereddütlüydü. Beni, diğer adamla konuşurken duymuş olabilirdi ama bu soru alelade bir soruydu. Konuşmak istiyordum ve onun sesini duymak için aklıma gelen ilk şey buydu.

"Tüm gece, yanındaki adam adını haykırdı." Sesi inandırıcılıktan uzaktı. Yine de yalanına ortak oldum.

"Nasıl?" dediğimde bir kahkaha duydum. Samimi bir kahkahaydı. Daha sonra sesini diğer adamın sesine benzetip, "Kardelen, yaşaman lazım. Tüm hayatım buna bağlı." dedi ve ağlar gibi abartılı bir ses çıkardı. Kendimi tutamayıp bu taklidine güldüm. Normalde böyle şeylere gülmeyeceğime emindim. Burada hiçbir şey normal olmadığı gibi, mizah anlayışım da uyum sağlamış olmalıydı.

"Sanırım, başardım." dediğinde kaşlarımı çatıp devam etmesini bekledim. Beni görmüyordu ama onu dinlediğimi bildiğine emindim. "Bu odadan çığlık ve ağlamadan başka bir ses duyabildim." Beni güldürmek için bu taklidi yapmıştı. Kötü bir yol denese de işe yaramıştı. "Gülerken sesin çok daha güzelmiş. Kim bilir, karşında olsam aşık bile olabilirdim."

"Aşk mı? Benimle, ikimizin de kriz geçirmediği bir anda ilk kez konuşuyorken aklına gelen ilk şey aşk mı oluyor?" Yüzümde gülümseme ile söylüyordum tüm kelimelerimi. İçimdeki yakıcı his hâlâ dursa da mutlu hissediyordum. Söylediklerimin ardına duyduğum kelimeler ile bu his, mutluluğuma bir gölge düşürmüştü. Yüzümdeki gülümseme anında solmuştu.

"Sana da aynı ilacı vermişler."

"Ne ilacı?" dedim vakit kaybetmeden.

"Sanırım, bir çeşit mutluluk hormonu. Belki antidepresan, belki başka bir şey bilmiyorum."

Kaşlarımı çattım. Demek istediğini anlayamamıştım. "Açıklar mısın, düzgünce?" Sesim sabırsızdı. Önce beni mahvedip sonra yapay bir şekilde mutlu olmamı mı sağlayacaklardı? Bunu yapmaları mantıklı gelmiyordu. Belki de daha büyük acılar için, mutlu olmamı istiyorlardı?

Kalpsizler BalesiWhere stories live. Discover now