Kül/23

16.8K 1.2K 351
                                    

Ormanda onun hemen yanında koşuyordum.

"Dikkatli ol sakın tuzağa basma." Dediğinde hiçbir şey demeden onun dediğini yaptım.

Birden ayağıma takılan dal parçası ile yüz üstü yere yapıştım. Ağzımdan ufak bir inilti kaçarken sesimi duyar duymaz duraksayıp arkasına döndü. Benden sadece birkaç adım uzaklıktaydı. Hemen gelip yanıma diz çökerken ağlamamak için kendimi sıkmam gerekti.

Kalkmama yardım etmemesi gerekirken elini karnıma koyup kolumdan nazikçe tutarak doğrulmama yardım etti.

"Beni bırak. Bize çok kızacaklar." Dediğim zaman, "Olmaz." Dedi sadece.

Yutkundum. "Olur." Yüzüme birkaç saniye diktiği bakışları bizim ölümümüzü getirmişti.

Kanlı avucunu yanağıma yasladı.
"Hep çok korkuyorsun ölüm çiçeği."

Oyun sekiz gündür devam ediyordu. Bu lanet ormanda hayatta kalmaya çalışıyorduk. 02 ile ekibimizden geriye sadece biz kalmıştık.

Birini gözümüzün önünde iki tane köpek parça parça etmişti.

Ölüme her yaklaştığımda beni kurtarmak için kendini tehlikeye atan çocuğa baktım.

"Mahvolacağız." Diye fısıldadım. Sadece bir kişi hayatta kalana kadar devam edecekti bu oyun.

"Ben ölmek istiyorum."

Dumura uğrayarak öylece kaldı. Gözleri gözlerimden kaçarken, "Gerçekten ölüm çiçeği olacaksın." Diye mırıldandı. Ama ölen o oldu.

"Sadece...daha fazla dayanamayacağım." Dedim hıçkırarak.

On iki yaşındaydım. Birini köpeklerin parçaladığını, iki kişinin ise birbirlerini boğarak öldürmesini izlemiştim.

Biri kafasını bir kayaya vura vura parçalamıştı.

O an bunu görmemem için gözlerimi kapatan oydu. Yine de çığlık seslerini duyuyordum.

Ben hıçkırıklarımı tutamazken yanı başımızda beliren gölge ile daha çok ağladım. Bizi almaya gelmişlerdi.

"İki numara, ayağa kalk!"

Hayır hayır hayır.

Onları dinlemedi. Bu sekiz günde anladığım kadarı ile o benim hiç olamayacağım kadar cesurdu. Dönüp onlara bakmadı bile.

"Dayanacaksın. Dayanacak ve buradan kurtulacaksın bir gün. Söz ver bana."

Ona cevap vermedim. Ama o da cevap versem bile vereceğim cevabın onun istediği cevap olmayacağını anladığı için cevabımı beklemeden ayağa kalktı. Ben teslim olacağını zannederken koluna sakladığı bıçağı aniden çıkarıp ona seslenen adama fırlattı.

Bıçak adamın gözüne saplanırken o eğitimlerimizin verdiği avantajla hızlı hareket ediyordu. Adam eğilip inleyerek bağırdığı esnada onun silahını kapıp ateş etmeye başlamıştı.

Ben ise o an kolumdan tutup beni kaldıran adama karşı çıkmayarak sadece izlemekle yetiniyordum. O sadece on altı yaşındaydı.

Sonra biri daha geldi. Ve başka biri daha. Gittikçe çoğaldılar. Ben öylece dururken o savaşıyordu.

Ama boşuna çırpındı. O çırpındıkça ben ağlıyordum. Gelecek olan sonun ikimizde farkındaydık.

Sekize yakın adamı indirdikten sonra kalbine yediği kurşun ile durdu. Sanki her şey donup kaldı. Gözleri aşağı kayıp kırmızı sıvının aktığı yeri buldu. Yutkundu. Yutkundum.

Kül/Gerçek AilemWhere stories live. Discover now