Kül/26

17.4K 1.4K 536
                                    

Yorum yorum yorum hshjsjs





Annem yanımda diz çöktüğünde nefes nefeseydi. "İyi misin canımın içi? Bir şey yaptı mı, hı?"

O bir şey yaptı da. Ben de bir şey yaptım anne.

En çokta ondan ve babamdan çekiniyordum. Onlar benim geldiğim çöplüğü biliyorlardı. Geçmişimden haberleri varken bir de gözlerinin önünde birine zarar vermiştim.

Şimdi yüzlerine nasıl bakacaktım?

Annem halimden anlamış mıydı bilmiyorum ama onun hemen arkasında kalan Görkem ile göz göze geldiğim zaman yutkunma ihtiyacı hissettim.

Pars benim için çok korkmuştu. Bunu zaten gözlerinde görmüştüm. Ama Görkem daha farklı korkuyordu. Anlamlandıramadım. Bunu çözmek istedim önce. Hemen ardından annemin bana sarılmak için izin istemesi ile Pars bırakmak istemiyormuş gibi zorlukla ayrıldı benden.

Annem bana uzanırken dilimden bir ihtiyaç gibi dökülen kelime ve ardından gelen hıçkırık krizimle beraber kendimi onun kollarına bıraktım.

"Anne." Dediğim zaman daha sıkı sardı beni.

"Kızım, bir tanem. Ağlama annem, ağlama annesinin biriciği."

Bana dese de onun ağladığını da burnunu çekme sesinden anlamıştım. Bir süre böyle sarıldıktan sonra Pars, "Anne!" Diyerek araya girdi.

"Yer soğuk. Hem böyle olmaz. Kızı sakinleştirmiyorsun daha çok ağlamasına sebep oluyorsun. Hadi kalkın."

Annem kısa bir an bile düşünmeden Pars söyleyince aklına dank etmiş gibi, "Haklısın oğlum." Dedi ve benden ayrılıp yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra ayağa kalktı. Bana elini uzattığı sırada ise arkamızda sessizce zeminde oturan Görkem ayaklanmış ve annemize doğru, "Yürümesin şimdi." Diye konuşarak yanımda eğilmiş ve ben daha ne olduğunu kavrayamadan beni kucaklamıştı.

Görkem kucağında benimle birlikte kapıya ilerleyip çıkarken onun omzunun üzerinden şaşkın şaşkın anneme baktım.

O ise oğluna bakıp buruk, görünmez denilebilecek bir gülümse ile derince iç geçirdi. Anlamlı bir andı onun için.

Görkem odamın önüne geldiğinde yarı açık kapıyı ayağı ile ittirip içeri girdi. Beni yatağıma bıraktığı ve doğrulduğu esnada, "Teşekkür ederim." Diye fısıldadım.

"İyi ki geldiniz."  Dönüp yüzüme baktı. Bu sırada Pars elinde bir bardak suyla odama girdi. Görkem ilk defa bu kadar masum ve savunmasız gördüğüm gözlerinde ki şaşkın, dumura uğramış bakışlarını altında gizlenen başka bir hikaye ile birlikte benden kaçırmış ve elini ensesine atarak boğazını temizlemişti.

Pars dikkatli bir tavır ile yatağımın kenarına oturup elinde ki suyu elime değil de dudaklarıma uzattığı sırada hem ona şaşırmıştım ve saf saf yüzüne bakakalmıştım. Hem de Görkem'in, "Keşke onu o gün kovdursaydım!" Demesine.

O gün dediği gün konuşmalarımıza şahit olup Akın Hocayı aradaki resmiyet için uyardığı gündü.

Pars'ın ısrarlı bakışları ile odağımı ona çevirirken dudaklarım aralandı ve onun elinden içtim suyu.

Dudaklarımı bardaktan ayırıp ona döndüğüm zaman bana bakmadan bardağı komodinin üzerine bıraktı.

"Asıl keşke hocası başından beri bir kadın olsaydı. O zaman ona zarar vermeye çalışmazdı."

Bana dönünce, "Yani en azından umuyorum ki o manada bir zarar vermeye çalışmazdı." Diyerek açıkladı kendini Pars.

Görkem elini yüzüne kapatıp gözlerini sinirle yumduğunda annem kızarmış gözlerle içeri girdi.

Kül/Gerçek AilemWhere stories live. Discover now