19. B Ö L Ü M

22.6K 659 67
                                    

Ağzı kulaklarına kavuşan kadına dolu gözlerle baktım.

"İsterseniz çağıralım babayı." Deyip ayağa kalktı. Panikle yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirdim. Doktorun önünde durup

"Hayır hayır. Durun." Dedim. Kaşlarına çatarak bana bakan kadına hızla

"Eşime sürpriz yapmak istiyorum. Ona şimdi böyle söylemeyelim." Dedim. Doktorun gülümsemesi yerine geldi.

"Doğru bu zamanlarda öyle kuru kuru denmek yeterli kalmıyor."

Lafını bitirince Bars girdi odaya. Panikle kıyafetimi sıktım. Doktora baktım.

"Evet hanımın sıkıntısı neymiş?" Dedi Bars direkt karşımda ki sandalyeye oturdu. Doktor bir bana bir Bars'a baktı gülümseyerek

"Vitamin değerleri düşmüş aslında." Deyip sekreterine birkaç ilaç ismi söyledi.

Hastaneden çıkınca Bars arabayı getirmek için yanımdan ayrıldı. Ancak o zaman elimi karnıma götürdüm. O kadar farklı hissediyorum ki.. Sanki içimde bir şey atıyor, kalp atışını hissediyorum. Benim bir bebeğim mi olacak şimdi. Küçücük elleri ayakları..

Korna sesleriyle karşımda beliren Bars'a baktım. Arabaya ağır ağır ilerlerken yutkundum. Benim değil bizim bir bebeğimiz olacak.

Nasıl söyleyeceğim şimdi?

Göz ucuyla Bars'a baktım. Eli viteste sürekli aynalardan arkasına bakıyordu. Garip davranıyor onu anlamıyorum. Sanki avını bekleyen avcı gibi.

Konağa gelene kadar ağzından tek bir kelime çıkmadı. Arabayı durdunca bana baktı. Uzun zamandır Bars'ın gözlerine doyasıya bakmıyordum.

"Bu akşam evde olacak mısın?" Dedim. Nefes verip

"Akşam yemeğine kadar gelmiş olurum." Dedi. Başımı sallayıp arabadan indim.

Bu kadar.

Güzel zamanlar yaşadığım karnında bebeğini taşıdığım adamla muhabbetimiz bu kadar işte.

Evde rutin işleri yapıp bitirdik. Kimisi avluda el işi yaparken kimisi çocuklarıyla ilgileniyordu. Kimseye görünmeden Şermin'in odasına çıktım. Son olaydan sonra yanına birkaç kez uğrayabilmiştim. Beni en çok mutlu eden şey Şermin'le aramızdaki görünmez duvar yıkılmıştı. En azından beni görünce gülümsüyordu.

Yanımda getirdiğim çikolatayı masasına bırakıp sarıldım.

"Naber Şermin." Deyip kocaman gülümsedim. Karşılığında çocuksu gülümseme aldım.

Şermin'i konuşturmaya çalışarak asıl düşünmem gereken şeylerden kaçıyormuş gibi hissettim. Uzun süre havadan sudan bahsettikten sonra ciddileştim.

"Şermin. Bana anneni hiç anlatmadın, çizmedin." Dedim. Şermin duraksadı. Tamam aklımda birkaç düşünce vardı ama artık tamamen öğrenmek istedim.

Şermin dudakları büzüldü.

"Ben.." Deyip elini düz bir çizgi haline getirip dizlerine götürdü.

"Bu kadardım." Dedi. Sonra heyecanla arabasını masaya sürüp kalemle defterine bir şeyler çizgi.

"Bak. Burası neresi?" Dedi bana. Balkon gibi bir yer çizmişti. Konakta bu kadar büyük balkon yok ki ama

"Teras mı burası?" Dedim başını aşağı yukarı salladı.

"Bu." Deyip sırayla çizdiği üç kadını gösterdi.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin