18. Bölüm ÖLÜNCE DUYACAK MISIN SESİMİ

296 105 303
                                    

Selam sevgili okuyucularım, yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım seveceğiniz bir bölüm olur 💗

Medya: Lena'nın yemekte giydiği elbise

Bölüme geçmeden önce pamuk eller yıldıza lütfen 💜

Keyifli okumalar 🧚‍♀️

                           Bölüm şarkıları

            Skapova / Ben Hâlâ Vazgeçmedim
    Yüzyüzeyken Konuşuruz / Tutun Sen Bana
                    Sertap Erener / Karbeyaz






"Aslında biz ölü doğmuş yaratıklarız..."

Sevdiğin birinin mutlu olması kadar mutlu eden bir şey yoktur. En azından benim için öyle, çünkü benim onlardan başka kimse yok, olmadı...

Ağladılar ağladım, güldüler güldüm, üzüldüler üzüldüm... Onlar ne yaşadıysa aynısını yaşadım çünkü bana göre sevmek onunla bütün olmak demektir. Onu anlamak, hissettiğini hissetmek, her anına eşlik etmek demektir.

Ama bazen yanıldım, seviliyorum sandım, önemseniyorum sandım, düştüğümde yanımda olurlar sandım... Ben hep bir şeyleri sandım ama hepsinde yanıldım. Artık sanmayı bıraktım.

Bazen hayat seni öyle bir evreye getirir ki hiçbir şeye inanmazsın, her yapılanın, her söylenenin altında bir şey ararsın. Kimseye güvenmezsin, güvenemezsin... Ama suçlu yine sen olursun, kimse neden bu hale geldiğini sorgulamaz. Her şey senin hatan olur çünkü birilerine güvenmemeyi seçen senmişsin gibi davranırlar.

Aslında ölüyorum kimse görmüyor, yardım istiyorum çığlıklarım duyulmuyor, çöküyorum hissedilmiyor. Doğduğumdan beri ölüydüm yaşatmadılar, yaşattırmadılar...

                                      🦋

Mucizelere inanmazdım, şimdiye dek. Artık inanıyorum çünkü bana en güzel mucizemi yaşattı. Onu tekrar eskisi gibi gördüm. "Feza..." Mutluluktan gözleri parlıyordu, eski ışıltısına kavuşmuştu. Çünkü artık kendini savunmasız hissetmiyordu. Karşımdaydı, dimdik bir şekilde karşımdaydı, yürüyordu.

Kollarını açıp ona sarılmamı bekledi, o ana kadar hâlâ yerimde durduğumun farkında değildim. Koşarak kollarının arasına girip boynuna sarıldım. Belimi sıkı sıkı kavrayıp saçlarımı kokladı. "Feza yürüyorsun... Sen yürüyorsun Feza!" Kolları arasından çıkıp inanamıyormuş gibi kahkaha attım. Feza yürüyordu gerçekten.

Uzaklaşmama izin vermeden alnımdan öptü. "Evet sarışın yürüyorum, senin sayende. Sen olmasaydın asla tekrar yürümeye çalışmazdım." Gözümden bir damla yaş düştü. Uzun zaman sonra ilk kez mutluluktan ağlıyordum. Tekrar boynuna sarılıp gözlerimi kapattım. "Şükürler olsun. Yürüyorsun artık." Saçlarımı okşayıp sevdi, biraz daha sarılı durduktan sonra tüm çalışanların bizi izlediğini fark edip ayrıldım.

"Hadi herkes işinin başına!" Sesimle kendilerine gelmiş gibi Feza'ya geçmiş olsun dileklerini iletip dağıldılar. Ben, Feza ve Ares kalmıştık. Ares birkaç adımla yanımızda bitip Feza'ya sarıldı. Sırtına vurup "Yürüyorsun lan!" dedi, sesi boğuklaşmıştı. Feza ilk şoku atlatınca Ares'e sarılıp onun yaptığı gibi sırtına vurdu. "Eyvallah." Dolu gözlerle ikisini izliyordum. En sevdiğim iki adam sarılıyordu şuan.

TANLEYWhere stories live. Discover now