35. BÖLÜM KAVUŞMAK

85 15 6
                                    

Ay ben geldimm, yeni bölümle karşınızdayım. Umarım severek okuyacağınız bir bölüm olur 💖

Bölümün bazı yerlerinde +18 sahneler bulunacaktır, sahneler çok değil ama rahatsız olanlar atlayabilirler 💖

Lütfen bölüme geçmeden önce yıldızı parlatmayı ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın, sizi seviyorum 💖

Keyifli okumalar diliyorum 💖



                           Bölüm Şarkıları

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

                           Bölüm Şarkıları

                  Furkan Halıcı / Geri Ver

                         Pera / Geri Dön

 

“Bir kahvenin hatırı kırk yıl sürermiş, kahve gözlerinin hatırı bir ömre bedelmiş.”

 

Beril’in ağlayarak Feza’nın gittiğini söylemesi üzerine nasıl evden çıkıp Feza’nın evine gittim bilmiyorum. Kalbim göğüs kafesimi delecek bir şekilde çarpıyor, nefes almayı unutturuyordu bana.

Alacaklı gibi kapıyı çaldığımda Beril ağlamaktan kızarmış gözleri ile kapıyı açmıştı, işte o an Feza’nın gerçekten gittiğini anlamıştım.

Beril’in çaresizce “Lena,” demesi ile ona sarılmış ve beraber ağlamıştım. Aslında neden ağladığımı bilmiyordum, gittiği için mi ağlıyordum yoksa benden temelli gideceğini düşündüğüm için mi bilmiyordum. İki türlü de canım yanıyordu.

İçeri girdiğimizde Ares’in de orada olduğunu görmüştüm, sevgilisinin yanında duruyordu. Olması gereken buydu ama ben Feza’nın yanımda olmak istediği her an onu itmiştim, uzaklaştırmıştım kendimden. Şimdi ise tamamen gitmişti, isteğimi yerine getirmişti.

Ares’i de kırmıştım, kırdığım herkes bir bir gidiyordu. Onların da gitmesinden korkmuştum ve ona da sıkı sıkı sarılmıştım. Onlara sarılınca Beril ve Ares hatırladığımı anlamışlardı. Buruk bir gülümseme ile bakıyorlardı çünkü hatırladığım an Feza gitmişti.

Feza’nın odasına çıktığımda büyük bir boşluk karşılamıştı bedenimi, içim ürpermişti. Onsuz oda soğuktu ve ben bu soğukluğu hiç sevmemiştim.

Giyinme odasına girdiğimde kıyafetlerinin birçoğu yoktu, hepsini almıştı. Ne kadar uzak kalacaktı benden? Bir ay, bir yıl, ya da bir ömür mü? Bunu kaldıramazdım, hiçbirimiz kaldıramazdı.

Boş odada daha fazla duramayıp aşağı inmiştim, Feza’nın olmadığı yerde duvarlar üzerime geliyordu sanki. Salona indiğimde ne yapacağımı bilmiyordum, Feza’yı her türlü bulurdum ama bulunmak istemiyordu belli ki. Benden gitmek istemişti, yaptıklarımdan sonra kırılmaya hakkım da yoktu ama kırılmıştım işte.

TANLEYDove le storie prendono vita. Scoprilo ora