39. BÖLÜM RUH'UN ÖLÜMÜ

57 9 3
                                    


Lütfen bölüme geçmeden önce yıldızı parlatmayı ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın ballarım 💗

Keyifli okumalar diliyorum 💗

 


                                           🎶

          Benson Boone / İn the Stars

 Çağan Şengül, Pera / O Yaraları Ben Sardım

 

 


Hiçbir zaman hayatımın kötü gitmesinden veya düşmanlarımdan korkmamıştım çünkü en kötü ihtimal yolun sonunda ölmemdi ve bu günün sonunda olacak bir şeydi. Korkmamı gerektiren bir durum yoktu. İşin içine zaaflar girene dek.

Zaaflar insanı güçsüzleştirirdi, çıktığı yolu tamamlamasına engel olurdu. Düşmanlara karşı savunmasız kalır ve korkardı. Kendi canı için değil ama zaafları için korkardı. Onlara zarar gelmesi demek, ölmekten beter hâle gelmek demekti çünkü. Zaaflar tehlikeliydi bu yüzden.

Şimdi de zaafımdan vuruyorlardı beni, ablamdan. Bana bir şey yaparlarsa kılım kıpırdamaz veya endişelenmezdim. Bunu onlar da biliyordu ve bu yüzden zaaflarıma oynuyorlardı.

Onları kendimden uzaklaştırmak istediğim çok an oldu. Korumak için uzaklaşmak istedim, yalnız kalmak önemli değildi çünkü uzun süre yalnız kalmıştım. Ama işler hiçbir zaman istediğimiz gibi gitmez, ben ne kadar uzaklaşmak istediysem onlar da yakınlaşmak istedi. Onları kovmam, kırmam umurlarında değildi çünkü neyi neden yaptığımı biliyorlardı. Bu yüzden yanımda kalmak için savaştılar ve sonunda kazanan onlar oldu.

Şimdi ise yanımda durdukları için çoktan pişman olmuş olmaları gerekiyordu, başlarına gelmeyen kalmamıştı ve bunun sorumlusu bendim. Her şey benim yüzümden oluyordu.

Eylül’e sarılmış bir hâlde, taranan evin bahçesinde duruyorduk. Onda korku namına en ufak bir belirti yoktu ama ben korkuyordum, çünkü zaaflarımdan biriydi.

Öyle bir hızla evden çıkıp buraya gelmiştik ki ne ara vardığımızı anlamamıştım bile. Geldiğim gibi gözüm bahçede, elleri cebinde ve rahat bir şekilde korumalarla konuşan Eylül’e takılmıştı. Bu tarz durumlara alışkındı ama alışması beni üzüyordu. Böyle durumlara alışılmazdı.

“Güzelim iyi olduğuma inanman için ne yapmam gerekiyor?”

Eylül konuşunca evin kırılan camlarına bakmayı kesip ona döndüm. Endişelendiğimin farkındaydı ama iyi olduğunu kanıtlamak istiyordu. Aslında iyi olduğunu biliyordum, saldırı anında evin bodrum katındaymış ve bu yüzden zarar görmemişti. Yine de onu sarıp sarmalarsam bir daha başına böyle bir şey gelmez sanıyordum. Evet ablam iyiydi ama ben iyi değildim, uzun bir süredir hem de.

Kollarımı ayırıp benden uzaklaşmasına izin verdim. Yüzümdeki gergin ifadeyi silmeye çalışarak gülümsedim.

“İyi olduğunu biliyorum, sadece korktum. Başına bir şey gelmesini istemiyorum.”

Hafifçe eğilip şakağımı öptü, aramızda çok fazla boy farkı yoktu aslında ama diğer herkes gibi o da benden uzundu.

“Korkma güzelim, iyiyim ve yanındayım.”

Tebessüm edip Feza’nın olduğu tarafa döndüm. Kaşlarını çatmış ve karşısında başları eğik duran korumalarla sert bir şekilde konuşuyordu. Engel olmadım çünkü bunu birinin yapması gerekiyordu, onları bu evi ve ablamı korumaları için işe almıştık ama onlar ablamı koruyamamıştı. Bunu hak etmişlerdi.

TANLEYWhere stories live. Discover now