BÖLÜM 44 - KEREM

2.4K 268 84
                                    

Haftalardır bu dünyadaydı. Artık bu dünyaya alışmaya başlamıştı ama hâlâ ona yabancı ve garip gelen şeyler vardı.

Yine de bu dünyayı sevmediğini söyleyemezdi. Yapılacak çok şey vardı ve burada özgürlük vardı. Onun daha önce tam olarak asla tadamadığı bir şeydi bu.

Diğer dünyada yaşarken sürekli göz altındaydı ve her davranışı inceleniyordu. Bir kadın olarak nasıl davranması gerektiği hiç durmadan ona anlatılıyordu ve yanlış yaptığı takdirde azarlanıyordu.

Ama burası rahattı. Dışarıdaki herkes kafasına göre takılıyordu. Süslü ve ağır elbiseler, ayaklarını vuran süslü topuklu ayakkabılar, elde sadece süs için duran tüylü yelpazeler yoktu.

Burada kadınlar da pantolon giyebiliyordu. Breena buraya gelmeden önce sadece erkeklerin pantolon giydiğini görmüştü. Şimdiyse gördüğü bu tavır karşısında içinde bir gariplik oluşmuştu.

Odadaki dolabın karşısına geçti. Dolabın dışındaki aynaya bakıp kendini inceledi. Üzerinde pijama denilen bir takım vardı. Şortluydu ve rahattı.

Breena ilk giydiğinde kendini çıplak gibi hissetmişti. Eski dünyasında kadınlar bu gibi şeyleri hatta daha kapalılarını elbiselerinin içine giyerdi. Sadece evli kadınlar bu tür açık şeyleri gecelik olarak giyerdi.

Kendini incelemeyi bitirip dolabı açtı. İçerisinde değişik kıyafetler vardı. Bu dünyaya geldiğinden beri çok fazla kıyafet değiştirmemişti. Zaten dışarı çıktığı da söylenemezdi. Dışarı çıktığı tek zaman dilimleri kendine Kerem diye garip bir isimle seslenen çocukla yemek içindi.

Kerem'le sinirle evden çıktığı zaman karşılaşmış ve tanışmıştı. O gün evden cadının parasını alarak yemek bulmaya çıkmıştı. Şansına Kerem'e denk gelmiş, ısrarlarından sonra Kerem'in onu yemeğe götürmesine izin vermişti.

Breena bir an gittikleri yerin eski dünyasındaki gibi süslü, renkli bir yer olacağını sanmıştı. Oysaki hiç öyle değildi.

Onu götürdüğü yer binaların arasında kalmış eski bir dükkândı. Onlar içeriye girdiğinde onlar dışında sadece üç kişi olduğunu fark etmişti. Neredeyse kime yoktu.

Kerem denen çocuk onu köşedeki masaya yönlendirmiş ve onlar oturduktan birkaç dakika sonra bir adam yanlarına gelip ne istediklerini sormuştu.

O sadece adamın yüzüne öylece bakmıştı çünkü ne demesi gerektiğinden emin değildi. Dükkanda nelerin satıldığı hakkında bir fikri yoktu.

Neyse ki Kerem onu kurtarmaya karar vermiş ve ismini daha önce duymadığı şeyleri sipariş etmişti.

Breena yanlarında duran adam gidince kaşlarını çatarak Kerem'e bakmıştı ve ardından "Ne sipariş verdin sen? İçinde ne var? Benim gibi bir leydinin yiyeceği bir şey değilse asla elimi sürmem." diye sitem etmişti.

Gerçi dükkân da bir leydiye yakışacak bir yer değildi ama başka seçeneği yoktu. Kerem'e güvenmese de gerçekten bir şeyler yemesi gerekiyordu.

Kerem onun sitemine gülümsemiş ardından da "Gelince göreceksin, sabırlı ol." demişti.

Breena da onun sözlerine karşılık somurtmuş ve kollarını birbirine bağlayıp geriye yaslanmıştı.

Yemekler yarım saatten az bir sürede gelmişti. Onlardan sipariş alan adam masaya birkaç farklı tabak koymuştu. Breena hepsini gözlerine kısarak incelemişti.

Adam ilk önce ikisinin de önüne aynı tabaktan koymuştu. Tabakta beyaz tanelerden oluşan bir yığın ve üstünde de kahverengi toplardan oluşan sulu bir yemek vardı.

GRANDÜŞES'İN İMTİHANIWhere stories live. Discover now