Uçaktan indiğimde Beren çoktan beni bekliyordu. Bana el salladı, sarıldık
Bir taksiye atlayıp güzel bir otele yerleştik bütün sorunlarımdan uzaklaşacağımı sandığım New York tatilim başlamıştı.
New York'ta ki ilk günüm harika geçmişti, hiç bir şey hissetmedim ne üzgündüm ne de mutlu. Sanki Lando'yla hiç tanışmamış gibiydim.
Günler geçtikçe daha da kötü hissetmeye başladım geceleri uyuyamıyordum Lando'yu aklımdan çıkaramıyor, sabah akşam Charles'a lanet okuyordum.
Geleli üç gün olmuştu bile ve ben dışarıya adımımı dahi atamamıştım. Mickten'de ses çıkmıyordu.
Ertesi gün bütün sosyal medya hesaplarımı kapattım hiç bir şey görmek istemiyordum. F1gossip çoktan işinin başına geçmişti ve benim bunu kaldıracak gücüm yoktu.
Daha sonra Mick beni aradı;
-Selen, selam nasılsın? daha erken arayamadım kusura bakma. Daha iyi misin?
-Sanırım.
-Lando'yla konuştum bu arada.
-Gerçekten mi? Ne dedi?
-Ee..Şey.. Çokta iyi gittiği söylenemez. Bütün konuşmamı dinledi ama...
-Anladım. Böyle olacağını tahmin ediyordum zaten.
-Sanırım postları da gördün.
-Ne postları? Hesaplarımı sildim bilmiyorum.
-Ah siktir çok pardon ben gördüğünü sanmıştım..Bilirsin işte gossip sayfalarının...
-Görmek istediğimi sanmıyorum.
-Haklısın, her neyse tatiliniz nasıl geçiyor?
-Hiç dışarıya çıkmadım.
-Neden?
-Hiç iyi hissetmiyorum ve Carlos sürekli Beren'i arıyor o açmıyor vesaire vesaire..
-Evet biliyorum beni bile aradı.
-Onlar hakkında ne yapacağız?
-Bilmiyorum ama eğer Beren barışmak istemiyorsa yapabileceğimiz bir şey yok.
-Sanırım ama onları bu duruma getiren ben olduğum için çok suçlu hissediyorum.
-Hayır böyle söyleme senin bir suçun yok Carlos'un kendi hatası.
Günün ilerleyen saatlerinde, bir hafta ardından İrem'le de konuştum.
-Alo? Selen neler oldu? Daha yeni haberim oluyor. Sabah Daniel ne yaptığınızı sormak için Lando'yu aradı ve...
-Gerisini tahmin edebiliyorum.
-Çok üzgünüm. Gerçekten ne oldu?
İrem'e bütün olanları baştan sona anlatttım
-Ve birde Beren Carlos'u terk etti.
-NE? Nasıl? Neden?
-Carlos Charles'la kavga etmiş daha sonra da ikisi..
-Off. Şimdi nerede? Sen neredesin?
-Birlikteyiz. New York'ta
-New York'ta mı? Bana neden daha önce söylemedin?
-Daniel'la tatilinizi mahvetmek istemedim.
-Mahvetmek mi? Keşke daha önce söyleseydin hemen yanına gelirdik.
-Söylemişken tatiliniz nasıl geçiyor?
-Bunu sormanın sırası mı. Ama çok merak ediyorsan burası harika Daniel'ın ailesi de öyle.
-Senin adına sevindim.
-Ben Daniel'la konuşup seni geri arayacağım sakın canını sıkma tamam mı?
Günün geri kalanını her gün yaptığımız gibi Beren'le koltukta çürüyerek geçirdik.
Ertesi gün İrem'le tekrar konuştum.
-Selen! Daniel'la konuştum eğer Monaco'ya gelmeye tamamsanız ikinizin de ilişkilerini düzelteceğiz!
-Çok düşüncelisin ama Lando'yla benim aramda her ne varsa tamamen bitti geri dönüşü olmayacak.
-Hadi ama öyle deme! Her şey düzelecek.
-Monaco'ya gelemem hem Charles hem Lando orada. İnan 3 hafta boyu Daniel'ın balkonundan Lando'nun evinde hangi kızın kaldığını görmek istemiyorum.
-Lütfen! Lando'yla barışmak istemesen bile kız kıza vakit geçiririz ikinize de iyi gelir olmaz mı?
-Peki tamam. Beren'i ikna etmeye çalışacağım.
-Harikasın. Beni ararsın.
Telefonu kapatıp kafamı yastığıma gömdüm. Monaco'ya gitmek değil yok olmak istiyordum.
Kendimi zorla yataktan kaldırıp Beren'in yanına gittim.
-Beren uyuyor musun?
Yorganın altından boğuk sesi geliyordu.
-Hayır gel!
-Biraz konuşalım mı?
-Olur
-İrem'le konuştum Daniel'la bizi eski sevgililerimize nasıl geri döndüreceklerinden bahsetti... Kabul etmedim ama sanırım artık buradan gitsek iyi olacak bizi Monaco'ya çağırıyorlar.
-Haklısın. Olur gidelim. Ben uçak biletlerini ayarlarım. Bir de!
-Evet?
-Saat kaç?
-8.45
-Bir şeyler içmeye gidelim mi?
-Harika olur.
