Irgendwie, Irgendwo, Irgendwann

18 2 0
                                    

Singapur yarış haftası başlamıştı bende İrem'leri Monaco'ya uğurlayıp İstanbul'a dönmüştüm. Haftasonuna kadar gelmeyeceğim hakkında sesimi çıkarmamayı düşünüyordum.
Perşembe gününe kadar kimseden bir şey duymadım bu kötü bir durumdu çünkü özellikle İrem ve Daniel'ı çok merak ediyordum  onlar hakkında bir şey biliyor mu diye İrèm'e sormuştum ama Monaco'ya döndüklerinden beri ikisiylede hiç konuşmadığını söyledi.

Haftaiçini böyle sessiz sedasız geçirdim ama her şey perşembe günü kapımın çalınmasıyla değişti. Kapıyı açtığımda bir kargocuyla karşılaştım bu garipti çünkü bir kargo beklemiyordum ama bir yanlışlık yoktu gerçekten bana gelmişti. Kargoyu teslim alıp içeri geçtim bu siyah bir kutuydu ve ne olduğu ilk bakışta pekte anlaşılmıyordu, biraz daha inceledikten sonra üzerindeki belli belirsiz F1 logosunu fark ettim. Kutuyu açtığımda içerisinde paddock passler ve birde Ferrari kartı vardı. Kartı okudum ve hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştım.

"Henüz ayrıldığımızı kimseye söylemememizi istemiştin, seni paddock'a davet edecek kimsenin olmadığını düşündüm.
                                                              CL"

Charles'ın böyle bir şey yapacağı aklımın ucundan geçmezdi benden nefret ettiğini falan düşünüyordum ama bu tam tersini gösteriyordu.

Charles sayesinde perşembe akşamı Singapur'a uçacaktım hazırlanmak için kısa bir sürem vardı. 10 saatten fazla havada olacaktım, bu katlanması çok zor bir şeydi.

Singapur'a indiğimde cuma sabahın ilk saatleriydi ve yorgunluktan ölecektim. Zar zor otele yerleşip direkt uyuya kaldım. Uyandığımda saat öğlene geliyordu bir an önce çıkıp piste gitmezsem yetişemeyecektim. Eski sevgilimi görmeye o kadar hevesli değildim tabi ama Charles'la konuşmak istiyordum.
Hızlıca toparlanıp paddock'a gittim.

Çok garip gelse de Ferrari garajına doğru yürüdüm
Garaja girdiğimde Seb ve Charles konuşuyorlardı

-Hey Seb! Bölüyorum ama Charles'ı kısa süreliğine alabilir miyim?
-Olur sorun değil

Charles benimle birlikte garajın dışına çıktı

-Charles passler için teşekkür etmek istedim.
-Bir şey değil.
-Yalnız, bunları kabul etmem tekrar birlikte olacağımız anlamına gelmiyor.
-Evet bunu biliyorum zaten. Ben nezaketen yapmak istemiştim.
-Teşekkür ederim Charles. Eğer sende kabul edersen ben aramızın iyi kalmasını isterim.
-Neden olmasın?

Charles'ın yanından ayrılıp yukarıya oturmaya çıktım kendi başıma otururken birden Seb yanıma geldi yanında da kızları Emilie ve Mathilda'yı getirmişti.

-Selen tekrar merhaba senden bir şey rica edebilir miyim?
-Tabi.
-Hanna biraz hasta ve bu küçük yaramazlara göz kulak olacak kimseyi bulamadım.
-Aa Hanna iyi mi?
-Dinlenebilirse daha iyi olur.
-Tamam benimle kalabilirler. Burada olacağım zaten.
-Çok teşekkür ederim. Garaja gelmeyecek misin?
-Şimdilik burada iyiyim.

Sebastian kızlarını bana bırakıp apar topar aşağı indi. Antrenman turlarının başlamasına çok az kalmıştı ve ben kızlarla oynarken Mick'in geldiğini gördüm. Mick'in bir kaç dakika sonra pistte olması gerekirken neden burda olduğunu bilmiyordum.
Mick beni ve kızları görünce gülümsedi ve yanımıza geldi.

-Mick? Burada ne yapıyorsun pistte olman gerekmiyor mu?
-Ah hayır ben bu gün antrenmanlara katılmayacağım.
-Neden?
-Benim yerime Fred test yapacak.

Mick benimle konuşurken kızlara doğru eğildi ve ellerine çaktı

-Mathilda'yla Emilie yeni arkadaşların mı?
-Evet. Hanna rahatsızmış Seb onlara bakmamı rica etti.
-Garaja neden gitmiyorsunuz?
-Charles'ın yanında fazla kalmak istemiyorum.
-Neden?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 24 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Selenin AŞK YARIŞIWhere stories live. Discover now