Harder, Better, Faster, Stronger

29 3 9
                                    

19 Ağustos Cuma
Antreman Turları

Dünkü olayların şokunu atlatamadan uyandım. Kendimi nasıl yatağa attığımı dahi hatırlamıyordum. Kendimi çok aptal ve kör gibi hissediyordum. Gerçekten öyleydimde Mick'i nasıl farketmemişim olabilirdim aptaldım hemde çok aptaldım. Üstelik arkadaşlarım Mick'e yardım ederken ben arkalarından gidip Charles'a şans vermiştim. Kafamı yastığa gömüp unatcımdan boğulmayı bekledim ama hiç bir şey olmuyordu dünya dönmeye devam ediyor hayatta aynı hızda devam ediyordu. Bir anlığına da olsa her şeyi toparlayabilmek için zamanın durmasını çok isterdim. Şimdi gidipte Mick'in yüzüne nasıl bakacaktım üstelik ondan kaçıp saklanma gibi bir seçeneğimde yoktu bütün günü Mercedes garajında geçirecektim. Hiç gitmesem en iyisi olacaktı dün İrem kim bilir Mick'e ne açıklama yapmıştı? Paddock'a gidipte bütün günü Charles'la geçirirken Mick etrafta mı diye bakamayacaktım bu yüzden gitmemeye karar verdim.

Sabahın ilk dakikalarını böyle kafayı yiyerek geçirdikten sonra İrem'i aradım;

-İrem günaydın ne yapıyorsun?
-Hiç birazdan Daniel'la evden çıkacağız. Ne oldu?
-Ben bu gün gelmeyeceğim. Hatta yarın ve pazarda.
-Anladım. Seni hiç zorlamayacağım şuan seni çok iyi anlıyorum. Bak ne diyeceğim Daniel'la ben yanına gelelim kahvaltk falan ederiz belki daha iyi hissedersin?
-Çok iyi olur. Sizin gitmenizi gerektirecek bir durum yok değil mi?
-Hayır hem gidipte moral bozmayı hiç istemiyorum şuan.

Telefonu kapattım ve İrem'leri beklemeye başladım. Çok geçmeden geldiler, birlikte kahvaltı hazırlayıp oturduk.

-Şimdi Charles'la sevgili falan mısınız?
-Onu bende bilmiyorum. Dün sadece konuştuk ve ben bu koşuşturmacadan sıkıldığım için pes ettim Charles'a bir şans vermeye ne olacağını görmeye karar verdim. Hem olmazsa Charles'ta bunu anlayıp vazgeçer.
-İyi düşünmüşsün demek istiyorum ama Mick...
-Of hiç söyleme ben böyle bir şey olduğunu bilsem hiç Charles'a evet der miyim? Umarım Mick'i çok üzmemişimdir.
-Bilemiyorum dün her şey çok hızlı oldu konuşmaya vakit bile bulamadım.
-Keşke önce bana söyleseydiniz.
-Keşke. Bilmiyorum düğünden sonra Charles'ı da Lando'yuda geride bıraktığını sanıyordum.
-Her şey çok ani oldu bilmiyorum Charles'ı seviyorum ama içimden bir his çok yanlış yaptığımı söylüyor.
-Bunu sadece zamanla görebileceğiz. Ama benim isteğim senin mutlu olman.
-Yanımda olduğun için teşekkür ederim.
-Her zaman.

İrem'le konuşurken Daniel telefonundan 1. antrenmanı takip ediyordu.

-Mick'e ne diyeceğim peki? Arkadaşlığımızın bozulmasını istemiyorum.
-Onu reddetmekten başka yapabileceğin bir şey yok.
-Dün ona ne dedin?
-Charles ve senden bahsetmedim tabi ki. Çocuğa bir de o şoku yaşatamazdım.
-Kendimi çok kötü hissediyorum. Bir an önce onunla konuşmam gerek.
-Bencede.
-FP2 için Paddock'a dönelim mi? Bu kadar izolasyon yeter bence.

İrem güldü ve kafasını salladı.

FP1 bittikten sonra bizde evden çıktık. İrem ve Daniel Max'in yanına gittiler Bende Mercedes Garajında İrém'e katıldım. FP2'yi izledim bitmemesi için içimden dua ediyordum çünkü Mick'e ne diyeceğimi bilmiyordum. 2. Antrenman turundan sonra Mick ve Lewis araçlarıyla garajlara geri döndüler Mick'in arabadan çıkmasını ve diğer yapması gerekenleri bekledikten sonra cesaretimi toplayıp yanına gittim.

-Mick biraz konuşabilir miyiz?
-Olur.
-Dün olanlar için çok üzgünüm, ne duyduğunu bilmiyorum ama ben ve Charles bir süreliğine bütün olanlardan sonra hala çıkma işlerini yüretebileceğiz mi diye denemeye karar verdik.
-Haberim oldu.
-Bana karşı duygularını bilmiyordum. Bak benim için çok değerlisin ve bir arkadaş asla seni kaybetmek istemiyorum.
-Bende seni. Hiç bir şey olmamış gibi davransak olur mu?
-Teşekkür ederim. Gerçekten çok özür dilerim.
-Sorun değil Liebling.

Selenin AŞK YARIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin