Yaz tatilinin kalan iki haftasını Monaco'da dördümüz geçirmiştik. Sabah'ları brunch'a gidiyor, akşamları da limana iniyorduk. Bir kaç kez Max'le görüştük. Bense bir daha ne Lando'yla konuşmuştum ne de Charles'ı görmüştüm. İki gün üst üste olanlar beni yeterince sarsmıştı. Artık Lando'dan umudumu da kesmiştim. Keşke Carlos gibi bende pes edemeseydim, Carlos Monaco'ya geldiğinden beri bulduğu her fırsatta Beren'le konuşmaya çalışıyor bıkmadan sürekli ondan özür diliyordu.
Bir kaç gün önce Lewis ve İrem tatilden dönmüştü. Türkiye'den sonra Brezilya'ya gitmişlerdi. Yarış pistine dönmeden önceki son durakları da Monaco'ydu. Daha önce gelmelerine rağmen bu güne, tatilin son gününe kadar görüşmemiştik.
Öğle saatlerinde İrem bizi aradı;
-Akşam için ne planınız varsa iptal ediyorsunuz! Rosberg'lerde yemeğe davetlisiniz!
-Ne? Dur bir dakika. Nico Rosberg'den mi bahsediyoruz?
-Evet! İnanamayacaksınız ama Lewis'le Nico barıştılar.
-Şaka yapıyorsun! Nasıl oldu böyle bir şey?
-Uzun uğraşlarımın sonucu diyelim. Geliyorsunuz değil mi? Hepimiz orda olacağız Seb ve Mick'te geliyorlar.
-Tabi ki geliyoruz!
-Mick'te mi geliyormuş? Geri dönmüşler yani!
-Evet.
İrem'le telefonu kapattıktan sonra bir de Beren'inki çalmaya başladı yüzünün büründüğü halden Carlos olduğunu anlayabiliyorduk.
-Carlos mu?
-Evet.
-Açmayacak mısın?
-Hayır.
-Yine de sen bilirsin ama bence artık düzgünce pturup konuşmanız gerekiyor.
-Bilmiyorum sadece karşımda oturup özür dileyecek nerede yanlış yaptığının bile farkında değil bence. Ama tamam, konuşurum.
Beren oturduğu yerden kalkıp Carlos'la konuşmaya gitti. Çok geçmeden de geri döndü.
-Ben Carlos'un yanına gideceğim.
-Sonunda! Umarım barışırsınız.
-Carlos'a bağlı.
Beren evden çıktı, bende Mick'i aradım;
-Mick naber?
-İyi senden?
-Bende iyiyim herhalde. Dönmüşsünüz!
-Sizi de İrem akşam için çağırdı sanıyorum?
-Evet. İsviçre nasıldı?
-Harika! Bir dahakine sende gel!
-Olur gelirim. O zaman akşam görüşürüz.
-Görüşürüz!
Beren'in Bakış Açısından
Evden çıkıp Carlos'un tarif ettiği yere gittim. Limanın bittiği yerde ağaçalar arasında denizin dibinde bir yerdi. Carlos beni görünce gözlerinin içi gülmeye başladı.
-Carlos gerçekten konuşmak için burayı mı seçtin oturup düzgünce konuşamaz mıydık?
-Daha özel olsun istedim. Bak Beren 6 yıldır beraberiz, pardon beraberdik. Seni dünyalardan çok seviyorum. Lando'yla Selen'in arasında olanları bizim sorunumuz yaparak çok büyük hata ettim. Biliyorsun Lando benim en yakın arkadaşım yapılanlara çok sinirlendim onun üzülmesini asla istemem. Aynı zamanda seninde. Bunlar yaşandığı özür dilerim.
Carlos'un dedikleri nasıl denir bilmem karnımdaki kelebekleri tekrar canlandırmıştı. Ona kızgınlığım bu kadad çabuk geçmeyecekti ama bende daha fazla ayrı kalmaya dayanamayacaktım.
-Ah Carlos.
Gözlerimden yaşlar damlıyordu. Carlos'la birbirimize sarıldık.
-Beni affettin mi?
Gülümseyip kafamı salladım. Carlos boğazını temizleyip tekrar konuşmaya başladı;
