ᴛʀᴀɪʟ

69 10 159
                                    

"Hmm... Mafuyu öyle mi?" dedi Hanma, karşısında oturan gence. Genç, elindeki sıcak kahveyi komidinin üzerine bırakırken uzun bir iç çekti.

"Ben de şaşırdım. O gün tanışmamız ve bir anda bulduğumuz avukatın o olması falan..." diyerek saçlarını karıştırdı sıkıntıyla.

"Ne güzel işte. Sonuçta tanıdığımız biri." dedi Hanma, ilaçların ağır yorgunlaştırıcı etkisiyle kapanan gözlerini ovuşturarak.

"Bilmiyorum Hanma... Bu çok şüpheli geliyor. Hem o nasıl avukat oldu ki? Hukuk okumadığını sanıyordum."

"Okumadı." dedi Hanma da. Böyle düşününce ona da biraz garip gelmişti.
"Ama hep hukuk okumak istediğini söyler dururdu. Belki de hukuka geçmiştir." dedi kendini daha fazla düşünmeye zorlayamayarak.

Baji, komidine koyduğu kahveyi eline aldı. Önce kokusunu hafifçe içine çekti ve daha sonra yudumladı.

"Güvenebilir miyiz bilmiyorum... Ama başka avukat bakacak zamanımız kalmadı."

"Yani güvenmeye mecburuz."

"Maalesef..." diyerek iç çekti Baji. Gözlerini ovuşturdu o da ve ona bakan Hanma'yla göz göze geldi.

Hanma, hafifçe gülümseyerek gencin omuzuna elini koydu.

"Kendine bu kadar yüklenme. Tora için... benden daha fazlasını yapıyorsun. Bu yeter." dedi. Bunu onu neşelendirmek için söylediğini biliyordu Baji, ama bunu söylemenin, onu ne kadar incittiğini de biliyordu.

"Ben sadece o hayattayken onun için yapamadıklarımı telafi ediyorum. Senin telafi edecek bir şeyin yok." dedi Baji de. Hanma, yüzündeki acı dolu ama bir o kadar da rahatlamış bir ifadeyle tavana baktı.

"Tora acaba şuan bu halimize gülüyor mudur?" Baji, Hanma'nın bu sorusuna her ne kadar şaşırsa da devam etti.

"Onun bizi görmeyeceğini düşündüğünü sanıyordum." Hanma gülümsedi.

"Yanılmışım." diyerek Baji'ye baktı. Bu, Baji'nin de gülümsemesine sebep oldu.

"Şey o zaman... bence kahkahalara boğuluyordur diyebilirim." dedi bakışlarını tavana çevirirken.

"Beraber restorantı temizlerken yaptığı gibi mi?" diye sordu Hanma titreyen sesini sabit tutmaya çalışarak. Baji de derin bir nefes alıp devam edebildi söyleyeceklerine.

"Daha da bile fazla. 'Bensiz hiçbir şey yapamıyorsunuz siz de!' diyordur şimdi." Hanma, gözlerini kapadı uzunca. Hayal etti Baji'nin söylediğini. Ve sonra gülümsedi tekrar.

"Bu kesinlikle onun diyeceği bir şey."

İkisi de bir süre sessiz kaldı. Konuşacak bir şeyleri yoktu. Son birkaç gündür ikisinin de günleri olaysız geçiyordu.

"Herkes nasıl? Benim kadar kötü değillerdir umarım." dedi şakayla karışık.

"İyiler. Sanzu yeni birine sardı, Mitsuya'nın sinir sorunları devam ediyor. Mikey... aynı Mikey ve Draken'de Emma'yla mutlu. Aynı Takemitchi ve Hina gibi." dedi Baji bütün durumu özetleyerek.

"Chifuyu nasıl?" diye sordu ardından. Baji, artık adını bile duyunca gülümsüyordu onun.

"Daha iyi olmaya çalışıyor. Arada bir ataklar yaşıyoruz ama bizim evde kaldığı için kontrol altına alabiliyoruz hızlıca." dedi. Hanma, duyduğu şeyle kaşını kaldırdı.

"Ataklar mı? Ne gibi ataklar?" diye sordu hemen. Baji'nin düşündükçe üzüldüğü şeylerdi bunlar.

"Anksiyete atakları. Bir saniye bile yanında olmadığımda nerede olduğumu haber vermemi istiyor. Benden haber alamayınca ise atağa giriyor."

ᴅᴇᴀᴅʟʏ ᴋɪꜱꜱ / ᴮᵃʲⁱᶠᵘʸᵘ ᴬⁿᵍˢᵗ // 𝐒𝟐Where stories live. Discover now