ᴛʜᴇ ʀᴀɪɴ

70 12 318
                                    

Bir süre diğerlerinden uzak bir yerde sessizce oturdular. Chifuyu, Baji'yi buraya sakinleştirmek için getirmişti ama Baji hiçbir konuşma isteği göstermiyordu.

Daha demin siniri üstündeyken daha çok konuşmak istiyor gibiydi hatta. Ama şimdi ikisi kalmışken daha da içine kapanması garip gelmişti Chifuyu'ya.

Bu yüzden konuşmayı deneyecekti onunla. İçinde, kafasında neler döndüğünü bilmek istiyordu.

"Baji... iyi misin sen?" diye sordu yüzünden belli olan endişesiyle. Baji, daldığı yerden kafasını sevgilisine çevirdiğinde bir şey anlamlandıramazcasına gözlerini kırptıktan sonra anladı oğlanın ne sorduğunu.

"Ha... ha! iyiyim iyiyim Chifuyu. Bir şeyim yok." dese de Chifuyu bir şeylerin yanlış gittiğini kısaltma adını kullanmamasından anlamıştı. Mahkemeden farklı, başka bir şey vardı sorun olan.

"Hayır değilsin... Baji, bana her şeyi anlatabileceğini biliyorsun." dedi. Sesi sonlara doğru alçaldı hafiften. Baji, başarısızlık ve hayal kırıklığının getirdiği yorgunlukla sevgilisine baktı.

"Chifuyu şuan konuşmasak bunu. Cidden yorgunum." dedi elleriyle yüzünü kaparken. Chifuyu önce sustu. Biliyordu bunun nasıl hissettirdiğini. Fakat daha sonra hızlıca gencin omuzlarından kavradı. Öyle ki Baji, gencin ani dokunuşuyla irkildi.

"Hayır konuşacağız. Bana hiçbir şey anlatmıyorsun Baji ve bu canımı sıkıyor." dedi hafiften kaşlarını çatarak. Baji de kaşlarını çatmıştı ama aynı duyguyla değil. Onunki daha çok... kafa karışıklığı yüzündendi.

Baji, omuzunu tutan elleri hafifçe ittirdi ve bakışlarını çevirdi.

"Tabii... sen her şeyi anlatırsın zaten." diye mırıldandı kendince. Ama bu Chifuyu'nun gözünden kaçmamıştı.

"Ne demek bu şimdi?" dedi. Buna alındığı belliydi. Her şeyini ona anlatmasına rağmen Baji'nin bunu söylemesini beklemiyordu. Baji derin bir iç çekerek önüne gelen saçları hızlı bir şekilde geri yasladı.

"Soruyor musun Chifuyu? Gerçekten böyle mi yapacağız? Bilmiyormuş gibi mi?" dedi olabildiğince göz temasından kaçınarak. Chifuyu, neyden bahsettiğini kafasında anlamlandıramıyordu. Öylece Baji'ye baktı bir süre.

"Cidden neyden bahsettiğini bilmiyorum..." dedi kısık bir sesle. Baji, gözlerini yumdu. Kendini kontrol edip sesini yükseltmek istemiyordu.

"Mahkemede olanları diyorum, Chifuyu. Hani babanın seni susturmak için öne sunduğu o rapor." ama sesi yüksek çıkmasa da yeterince agresif çıkmıştı. Chifuyu bir şey söylemek adına ağzını araladı. Fakat bir şey söyleyemeden dudaklarını birbirine bastırdı tekrar.

"Baji, bak ben-"

"Özür istemiyorum Chifuyu. Bana nedenini söyle." sinirlendiği yeterince belli oluyordu Baji'nin. Ama Chifuyu neden sinirlendiğini anlamıyordu. Sadece söylemek istemediği tek bir şeyi söylememişti. Burada büyütülecek bir şey göremiyordu.

"Söylemek istemedim." diyerek tek cümleyle konuyu kapatmak istedi. Bu olay daha da büyüsün ve konuşulsun istemiyordu.

"Söylemek istemedin..." diye tekrar etti onu Baji. "Anladım."

"Bak Baji, bu benim söylemek istemediğim bir şeydi. Kimsenin bilmesini istemedim ve-"

"Tamam Chifuyu anladım dedim. Sen de beni anla işte!" evet, sesini yükseltememeyi başaramamıştı. Ardından hızlıca kalkıp oradan uzaklaşmıştı.

Chifuyu, sanki onu durdurmak istermişcesine elini havaya kaldırmış, fakat sonra bunu engelleyemeyeceğini fark edip elini yavaşça indirmişti. Sadece yanında olup onu iyi hissetirmek istemişti. Ama aldığı karşılık bu kadardı işte.

ᴅᴇᴀᴅʟʏ ᴋɪꜱꜱ / ᴮᵃʲⁱᶠᵘʸᵘ ᴬⁿᵍˢᵗ // 𝐒𝟐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin