ᴄʟᴏꜱᴇʀ ᴛᴏ ᴀɴ ᴇɴᴅ

52 8 137
                                    

Baji, telefonuna gelen garip mesaja baktı bir süre. Mesajı atan bile belli değildi ama bu garajı bilmesi bile onu şüpheli biri yapardı.

Fakat şuan çözmeleri gereken başka bir sorun vardı. Önlerinde duran, onlara sırıtan üçlünün üzerinde gezdirdi bakışlarını.

"Baji? Vay! Bakın sonunda kimler yanımıza teşrif etmeye karar vermiş." dedi içlerinden biri. Bir iki adım yaklaştı ardından.

"Demek sonunda hatırladın varlığımızı... Biliyordum gerçi eninde sonunda tekrar buraya, bize geleceğini." diye ekledi. Söylediği her kelimeyi boğazına dizmek istiyordu Baji. Sesine bile katlanamıyordu. Onu görmek ona şuan hastanede yatan Chifuyu'yu hatırlatmaktan başka bir şey yapmıyordu.

"Yanında getirdiğin yabancılardan hoşlanmadım ama." diyerek Draken ve Mikey'ye baktı. Onlar da aynı şekilde karşılarında duranlara bakıyorlardı. Baji'nin kendisine cevap vermediğini fark edince bir daha ona seslendi.

"Hey. Sen beni dinliyor musun ki? Ah... bize kızgın değilsin herhalde?" Baji'nin kaşları çatıldığında karşısındaki histerik bir gülüşle cevap verdi.

"Dalga geçiyorsun değil mi? Gerçekten sırf o veledi patakladığımız için kızgın olamazsın... Hadi ama bırak artık numaraları! Chifuyu yok şuan etrafta. Söyle gerçekleri!" dedi. Önlerinde konuşanın neyden bahsettiklerini anlamamışlardı Mikey ve Draken. Fakat Baji de bir şey söylemiyordu. Derin ve uzun bir sessizliğin bir süre hüküm sürmesi ikiliyi endişelendirse de sonunda sessizliği bozmuştu.

Derin bir nefes alarak başlamıştı konuşmasına.

"Tamam. Gerçeği mi duymak istiyorsun? Öyle olsun." dedi ve bu sefer bir adım yaklaşan o oldu. Ardından sanki onun yaklaşmasını bekliyormuş gibi olduğu yerde bekledi. Karşısındaki bunu anlamış olacak ki Baji'yle yüzyüze gelecek kadar yaklaştı.

Baji'nin de istediği buydu. Derin bir nefes aldı tekrar ve konuşmaya başladı ardından.

"Gerçek şu..." dedi elini onun omuzuna koyarken. Ve karşısındakinin bunu sorgulamasına bile izin vermeden omuzunundan destek alarak dizini karşısındakinin karnına sertçe geçirdi.

"Seni şuan burada gebertmek istiyorum." dedi yüzünde mimik oynamazken. Onun aksine karnına yediği sert darbeden sonra yere, dizlerinin üzerine düştü. Bir yandan öksürüyor, bir yandan da karnını tutuyordu.

Onu böyle görünce arkada onu bekleyen arkadaşları Baji'ye doğru koşmaya başlasa da Mikey ve Draken Baji'nin önüne siper olurmuşcasına geçtiler.

"Bir gerçek daha duymak ister misin?" diye sordu yerde nefesini toparlamaya çalışana. Ve onun cevabını duymadan saçından tutup onunla göz teması kurmak adına kafasını yukarı kaldırdı.

"Eğer Chifuyu'ya bir şey olursa... eğer ona bir şey olursa sana yemin ediyorum size ölmekten beter olanın ne demek olduğunu bizzat ben gösteririm." böyle bir şey duyanın vermesi gereken tepkinin dışında bir tepki vermişti buna karşı. Gülüyordu. Ve bu Baji'yi sinirlendirmeye yeterdi.

"Hadi ama. Cidden beni böyle korkutabileceğini düşünmüyorsun değil mi? Sence hayatımın bok çukurundan bir farkı olsaydı bunları yapıyor oluyor muydum? Ve emin ol hayatı böyle olan birini böyle korkutamazsın." Baji sessiz kaldı. Bir an böyle birisi için elini incitmeye bile deymeyeceğini düşünse de bunu Chifuyu için seve seve yapardı.

"Hayatı rezil olan insanların kaçı diğer insanların hayatını mahvetmeye çalışıyor ki?! Senin o..." yutkundu cümlelerinin arasında. "O dövmekten beter ettiğin gencin hayatı çok mu iyiydi sence?!"

"Ama o çocuk... size elini bile sürmedi. Sadece, öylece tekmelerinizi, yumruklarınız hiçbir şey yapmadan yedi." dedi. Sesi gittikçe kısılıyor ama bir o kadar da sertleşiyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 25 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ᴅᴇᴀᴅʟʏ ᴋɪꜱꜱ / ᴮᵃʲⁱᶠᵘʸᵘ ᴬⁿᵍˢᵗ // 𝐒𝟐Where stories live. Discover now