ꜰᴇᴠᴇʀꜱ & ᴅʀᴇᴀᴍꜱ

129 10 542
                                    

"38.5" dedi Chifuyu, iç çekerek. Elindeki ateş ölçeri yatağın yanındaki komidinin üzerine bıraktı ve sevgilisinin alnındaki önceden ıslak olan kurumuş bezi aldı.

Şuan gökyüzü bile uyanık değilken, Chifuyu, Baji'nin ateşini, onun annesine fark ettirmeden düşürmeye çalışıyordu ama neredeyse 1 saat çoktan geçmişti ve hiçbir değişiklik yoktu.

"Baji bu böyle olmayacak hastaneye falan gidelim ya da en azından annene söyleyelim." diyordu genç ama cevabını zaten biliyordu. Bunu en az 6 kere daha söylemişti.

"Fuyu... olmaz. Annemin zaten olan şeylerden ötürü endişelenmeden geçirmediği bir gün yok bir de bununla uğraşmasını istemiyorum." dedi. Bunu söylerken gözlerini bile açamıyordu. Sanki vücundaki ısı, bir insanmışcasına ona yük oluyordu.

"Tamam o zaman hastaneye gidelim." dedi Chifuyu da. Küçük kovanın içindeki bezi alıp fazla suyu sıktı ve tekrar sevgilisinin alnına yerleştirdi. Baji sadece küçük soğuk bir bezin alnına değmesiyle bile titriyordu.

"Fuyu--"

"Kakucho ve Kurokawa-kun'a haber vereyim bizi götürsünler." derken çoktan telefonuna sarılmıştı genç. Fakat Baji, Chifuyu'nun bileğinden tutup onu durdurdu. Chifuyu irkildi bunun üzerine.

"Fuyu... lütfen." dedi Baji. Chifuyu, hâlâ birilerinin aramanın daha iyi bir fikir olduğunu düşünse de Baji'nin ses tonundaki burukluk ve çaresizlik onu bundan vazgeçirmişti.

"O zaman ben ne verirsem onu içecek ve yiyeceksin. İtiraz yok." Genç, duyduğu şeyle ağırlaşan gözlerini hafifçe kapatıp gülümsedi.

"Bu bana bir yerden tanıdık geldi." diye ekledi ardından. Bu, Chifuyu'nun da gülümsemesine neden olmuştu.

"Hadi hadi. Annen işe gidene kadar uyumana bak. Sonra çay meyve çorba her şeyi yedirip içireceğim sana." diyerek ıslaklığını tekrar kaybeden bezi alıp suya daldırdı. Ama Baji'nin yüzü, uyumak denince düştü.

Nasıl uyuyabilirdi ki? Kazutora için böyle önemli bir davayı kaybetmişken kafasını rahatça nasıl yastığa koyabilirdi?

Chifuyu ise gencin tepkisinden anlamıştı aklından neyin geçtiğini. Baji'nin önüne düşen saçlarını sanki okşarmışcasına geriye yatırıp küçük bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.

"Hey... sorun yok Baji. Bir daha ki sefere daha çok kanıtla gideriz. Araştırma yaparız ve tıkarız o şerefsizi içeri." dedi gencin saçlarında gezinen elini yavaşça yanağına indirirken. Sıcaktı. Olması gerekenden daha sıcaktı ama bu onu rahatsız etmiyordu.

Baji, sevgilisinin narin dokunuşları altında gülümsedi. Yanağına yerleşen eli alıp dudağına götürdü ve avucunu hafifçe öpüp tekrar yanağına koydu.

"Biliyorum. Sen varken hallederim." dedi ve bunu içten söylediğini Chifuyu, gözünden anlayabiliyordu. Bir insanın yalan söyleyip söylemediğini anlamakta hep zorlanırdı ama Baji'de böyle değildi. Nedense hep anlardı.

Chifuyu, Baji'nin yanağını hafifçe sıktı. Bunu o kadar beklenmeyen bir anda yapmıştı ki Baji, canı acımasa bile gözlerini kapadı.

"Niye yaptın ki bunu?" dedi bir çocuk gibi. Elini yanağına götürüp ovaladı ardından. Sevgilisinin verdiği çocuksu tepkiyleyse Chifuyu gülmeden edememişti.

Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar içten gülüyordu. Sesinden, gözlerinin kısılışından ve gülerken hafifçe ağzını kapatışından anlayabilirdiniz.

Baji de, Chifuyu'nun bu kadar içten gülmesiyle gülümsemişti. O gülerken çok güzeldi. Kahkahası sürekli ona o park gününü hatırlatıyordu. Ağlayan o çocuğun aslında ne kadar güzel bir gülüşü olduğunu fark ettiği o an geliyordu aklına.

ᴅᴇᴀᴅʟʏ ᴋɪꜱꜱ / ᴮᵃʲⁱᶠᵘʸᵘ ᴬⁿᵍˢᵗ // 𝐒𝟐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin