Bölüm 14 ⎈ SERGİ

39 4 2
                                    

İyi okumalar.

Lütfen yorum ve oy bırakmayı unutmayın.

Bölüm Şarkısı: Cemeteries - Nightjar

Leprous - Below


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Denge. İnsan ilişkilerinden kimyasal tepkimelere, devlet politikalarından çocuk oyunlarına, vücuttaki ve yeryüzündeki su miktarından dünyanın dönme hızına kadar hayatın her alanında gözetilen en önemli unsur.

İyiliği, kötülüğü fark etmeksizin bir duygu abartıldığı an, bitişin başladığı andır. Arkadaşlıkta ya da aşkta fazla fedakar, fazla bencil ya da fazla hoşgörülü olunursa denge kayar, ilişki bozulur.

Bir devlet başkanı halkından kopuk yaşamaya başladığı an, insanların içindeki isyan kıvılcımını çaktığı andır. Görünmez sınırlarla birbirinden ayrılan sınıflar arasındaki fark arttığında denge bozulur, yönetimin sonu gelmiş olur.

Vücuttaki ya da dünyadaki suyun azaldığı an, kuraklığın; çok arttığı an su baskınlarının olduğu andır. Her ikisi de dengeyi bozar, ölüm kaçınılmaz olur.

Atlas, gökyüzünü; denge dünyayı taşır. Ve herhangi bir sarsıntı tüm düzeni alt üst eder.

Dengenin zenginler yani günümüz koşullarında güçlüler lehinde bozulduğu bir yerdeydim. Zaten denge genelde onların yanında olma eğilimindeydi çünkü onlar bunu bile satın almışlardı ama düzen, ortada bir alışveriş olmasına rağmen yerle bir olmuştu. Parası olanların buna engel olma gibi bir dertleri yoktu.

O dert Kahin'e aitti. Yani Anıl'a. Ve bana.

Uzun bir hazırlık sürecinin ardından sergiye gelmiştik.

Bugünün sabahında, gün henüz aydınlanmamışken korkuyla uykumdan sıçradığımda beni bu kadar derinden sarsanın ne olduğunu anlayabilecek kadar kendime gelememiştim. Bedenimin pek farkında olmayarak doğrulup ayaklarımı sarkıtınca gözlerim karanlık odamda desenlerini seçemediğim halıma takılmıştı. Tenimi ısıran soğuğu hissediyordum, buna bir çözüm bulmam gerektiğini içten içe biliyordum ama öylece oturmaya devam ediyordum. Gürültü tekrarlanınca zorlukla bakışlarımı yerden çekip sadece büyük eşyaları hafifçe seçebildiğim odamda gezdirebildim. Tıkırtı buradan gelmiyordu, daha uzaktaydı ama neredeydi? Odama bir kedinin girmiş olma ihtimali, gürültünün yanına kuş cıvıltısı eklendiğinde sıfırlandı. Odamda kedi yoktu ama bir yerlerden tıkırtı geliyordu, kuşlar ötüyordu ve ben etrafımı kesinlikle tam anlamıyla göremiyordum. Rüya görürken uyanmıştım ama rüyayı görmeye devam ediyordum. Mümkün müydü?

Yerdeki telefonumun ışığı yanıp titremeye başladığında onu alıp kim olduğuna bile bakmadan, kendimin çok da farkında olmayarak açtım. Kulağıma Anıl'ın sesi doldu: "Kapıdayım."

KÂHİNWhere stories live. Discover now