5 | ❝Düğüm.❞

28 7 57
                                    

"Sevda büyüsü gibisin."
Sezen Aksu, Firuze.

Bölüm Beş "Düğüm."

Korhan Karadağ. (İlahi Bakış Açısı)

"Bu geçiş beş yıl önce tekrar açılmıştı, o günden beri kimseler ne gitti ne de geldi. O kızın buradan biriyle bir bağlantısı olmalı Korhan."

Korhan 'benim işte' der gibi baktığında yaşlı adam gülümsedi. "Kan bağından bahsediyorum ama buraya dönebilmesi için aslında bu dünyaya da ait olması gerekiyor. Buraya ait olmayan birinin dünyamıza mühürlendiğini hiç görmedim."

"Mühürlendiğini nasıl anlayacağız?" dedi Korhan kaşlarını çatarken. "Dünyamıza yalnızca mühürlü olanlar düşebilir."

"Anlamıyorsun o zaten-"

"Ben gayet iyi anlıyorum Korhan. Hala çözülmeyen bazı soru işaretleri var, senin anlattığın şey de çözülmeyen soru işaretlerinden biri. Bu bir düğüm, düğümün buraya kadar ki kısmını açmak yıllarımı aldı. Emin ol bu dediklerim bir anda söylenmiş şeyler değil, büyüklerimizin efsane diye anlattığı şeyler aslında birer gerçek."

Korhan derin bir nefes alıp duyduklarını sindirmeye çalıştı. Aklını kaçırmak üzereydi. "Hafıza kaybı geçirmiş olabilir mi?"

Gözlerimi açtığımda bünyemin zayıflığına bir kez daha söylendim. Muhtemelen yine halsizlikten bayılmıştım ama bu sefer ek olarak duyduğum şeyin şoku vardı. Türkiye de neresiydi? Ben bir geçit mi bulmuştum acaba?

"Hey, kimse var mı?" dedim zar zor çıkan sesimle. Su içmem gerekiyordu ve bir de tuvalete gitmeliydim daha fazla tutamazdım. "Merhaba." diyerek içeri benim yaşlarımda bir kız girdiğinde dikkatle yüzüne baktım. "Merhaba, inan tanışmayı çok isterdim ama tuvalete gitmeliyim." dedim direkt derdimi anlatarak. Kız bir an şaşırsa da elini bir saniye der gibi kaldırıp odadan çıktı. "Ağabey, tuvalete gitmesi gerekiyor." dediğini duydum kızın. Korhan'a neydi tam olarak? Benim ayağa kalkmama yardımcı olsa ben zaten gidebilirdim.

Korhan içeri yanıma yaklaştı. "Ağrın var mı?" Hayır der gibi kafamı iki yana sallarken beni yine kucağına aldı. "Merak etme dönüşte yürümene yardımcı olacağım, şu an tuvalete yürümek sadece zaman kaybı." dediğinde yüzünü dikkatle izlediğimi fark ettim. Kapının önüne geldiğimizde beni yavaşça yere bırakırken tek ayak üstünde durmaya çalışıyordum, "Teşekkür ederim." diyerek sağ ayağım havada kapının kulpunu çevirip tutunarak içeriye girdim.

İşimi halledip ellerimi yıkarken kafamı kaldırıp karşımdaki aynaya baktım, berbat haldeydim ve üzerimde hala o beyaz elbise vardı. Yüzümde birkaç çizik vardı ve kaşının hemen üstünde küçük bir morluk. Elbisem renk değiştirmiş kahverengi olmuştu resmen, çok kötü haldeydim. Yüzümü de birkaç defa yıkadıktan sonra çıkmak için hareketlenirken kapı çaldı. "Senin için kıyafet getirdim, müsaitsen eğer yanına gelip giymene yardımcı olayım." Bu az önce ki kızdı. Kapının kilidini açıp gülümsemeye çalışarak kıza baktım. İçeriye girip kapıyı tekrar kapattığında arkama geçti, "Rahatsız olmazsın umarım." diyerek elbisemin fermuarını açtı. Olmazdım.

Göl Işığı | Gece Yarısı Mucizesi Where stories live. Discover now