6 | ❝Beyaz Sayfa.❞

26 6 61
                                    

Keyifli okumalar.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.✨


Bölüm Altı "Beyaz Sayfa."

"Krallık deyince nasıl bir şey geldi aklınıza bilmiyorum ama ulaşım aracımız atlar değil ya da iletişim için güvercin falan kullanmıyoruz. Telefonlarımız ve arabalarımız var tıpkı burada olduğu gibi." dedim karşımda oturan Emir ve Hande'ye. Onlar pür dikkat beni dinlerken Korhan kulağında kulaklık, önünde bilgisayarla bir şeyler yapıyordu.

"Modern krallık yani." dedi Emir anlamaya çalışır gibi. "Üstündeki o kıyafet yüzünden böyle bir düşünce atmıştım ben ortaya, eski bir elbiseye benziyordu." diye araya girdi Hande.

"O elbise krallıkta nesilden nesile aktarılmış aslında, babamın annesinden anneme kalmış. Normalde zaten öyle giyinmiyoruz, benim o gün nişanım olduğu için babam yani kral öyle giyinmemi uygun gördü." dediğimde Emir içtiği kahvenin bir kısmını püskürttü, sonra aniden Korhan'a baktı galiba onun görüp görmediğini kontrol ediyordu. "Nişan derken? Sen evlenmekten mi kaçtın?" dedi ciddi bir ses tonuyla.

"Evet ama böyle olacağını bilsem kaçmazdım. Hiç bilmediğim bir yere mühürlenmişim resmen." dedim dalga geçerek, bunun öncesinde ağlama krizine girip sinirden ortalığı dağıttığımı sadece Korhan biliyordu. Yani öyle kolay kabullenmemiştim. Şimdi de pek kabullenmiş değildim ama şakaya vurarak kendimi rahatlatmaya çalışıyordum.

"Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşsun." dedi Hande gülerek. Anlamadım? der gibi baktığımda Hande tekrar konuştu. "Kötü bir olaydan kaçarken daha kötüsüne rastlamak gibi bir şey."

"Bu arada tam unutuyordum. Alçı ne zaman çıkacak? Gitmem gerekiyor benim," dedim sonra Korhan'ı işaret ettim başımla. "Benden pek hoşlanmadı. Fazla kalmak istemiyorum bu yüzden."

"En az altı hafta, ki süre dolduğunda gelip tomografi çekilmesi gerekiyor. Kırık olan kemiğin kaynaması gerekiyor, üstelik alçı çıksa dahi senin yürümen için alıştırma yapman gerekiyor. Yani öyle kolay ayağa kalkacağını sanmıyorum." dedi Emir tane tane anlatırken.

"Hem nereye gideceksin ki?" dedi Hande sessizliğini bozarak, "Ben seni bırakabileceğimi sanmıyorum."

"Bilmiyorum Hande ama dün olanları gördün. Üstelik ona bağırdığım için de pişmanlık duyuyorum hala. Nasıl olurda bana evini açan, yardım eden bir adama bu şekilde bağırdım bilmiyorum. Gözüm döndü resmen." Duyduklarımı hazmedemeyişimin acısı ondan çıkmıştı ama tek suç bende değildi, üzerime çok gelmişti. Hiç tanımadığı birine karşı olan bu tavır beni daha da çileden çıkarmıştı.

"Bizi duysa bunları diyecek miydin?" dedi Hande gülerek, beni tanımaya mu çalışıyordu acaba? Çünkü bilmişti. "Asla. Çok tanımıyorum ama buradan bile belli burnu havada oluşu." dedim Korhan'a bakarak. Pür dikkat önündeki bilgisayara bakıyordu, kaşlarını çatmıştı ve hızla tuşlara basıyordu. Sonra sanki hissetmiş gibi kafasını kaldırmadan gözlerini bana çevirdi. Onu izlediğimi sanması bir anlık karnıma kramp girmesini sağlarken inatla gözlerine bakmaya devam ettim. Tek kaşını kaldırıp sorarcasına bana bakmaya devam etti, ondan bir şey istediğimi sanmıştı. Ona karşılık olarak bende tek kaşımı kaldırdığımda bir süre yüzümü inceledi sonra irkilerek gözlerini bilgisayara çevirdi.

Göl Işığı | Gece Yarısı Mucizesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin