7 | ❝Kapının Ardı.❞

25 7 71
                                    

Keyifli okumalar.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.✨


Bölüm Yedi "Kapının Ardı."

Hayatımızda düşüp kalkmalar her zaman yaşanırdı, bazen bir el uzanırdı bazense kimsesiz kalır bize uzanan bir el arardık. Bu arayışlar insan çaresizliğini daha çok gösterirdi. İnsan çaresiz bir varlıktı ve her zaman ona uzanan eli hayatının her dönemi beklerdi. Aynı zamanda bekleyişlerimiz de hayatımız boyunca yaşanırdı, insan aynı zamanda da bekleyen ve bekletendi de.

Ben annem kaybolduktan sonra her düştüğümde onun elini uzatmasını bekledim düştüğüm yerde. Daha dibe çekildiğimi o eli beklerken anladım. Babamın, ben henüz annemin gitmesini kaldıramazken elini tutup getirdiği yeni eşiyle düştüğüm çukur daha da derinleşmişti. Aklınca bana anne olmasını istiyordu Alice'in ama o oğluyla beraber bana her zaman soğuk ve mesafeliydi. O zaman on yaşında olan Alex, bir zamanlar bana Elizabeth gibiydi. Yıllar geçtikçe aramıza giren soğukluk ve onun bana uyguladığı baskı artmıştı. On iki yaşındayken de bana elinde bir mektupla gelmişti, bir aşk mektubu. Sekiz yaşında olan ben, bana olan soğuk tavrından dolayı ondan intikam almam gerektiğini düşünmüş ve o mektubu gözlerinin önünde yırtmıştım. Bu olaydan sonra bana olan hislerinin nefrete dönüştüğünden emindim ta ki nişan günü evlenmemem için beni planına ikna etmeye çalıştığı güne kadar.

Bir anlığına da olsa Alex'in beni buradan kurtaracağını düşündüm. Annem hakkında yıllarca bilgi toplamıştı sonuçta, belki benim aniden ortalıktan kayboluşum onu meraklandırmıştır.

Düşüncelerime son verip karşımda telefonla konuşan adama baktım, gergin ve ciddiydi. Bu, onun ve benim evde tek kalacağı ilk gündü. Hande ve Emir kar fırtınası bittiği an şehre dönmüştü, Hande'ye attığım yavru kedi bakışlarım maalesef ki işe yaramamıştı. Bari beni de şehre götürseydi de bu adamla tek kalmasaydım! Aslında bu isteğimi ona söylemiştim ama bana "Senin sorularına yanıt bulabilecek tek kişi abim, tabi ki benim evime gelmeni çok isterim ama ben sana abim kadar yardımcı olamam." diyerek reddetmişti.

Korhan, "Tamamdır hocam, bugün müsait olduğunuz bir an bunları yüz yüze konuşmayı çok isterim." dediğinde ona bakan gözlerim büyüdü ve dikkatle dinlemeye başladım. Gözlerimi iyice ayırıp kırpmadığım için bir süreden sonra hafiften dolmaya başladı. Korhan bana döndüğü sırada afalladı, böyle bir yüz ifadesi eminim ki beklemiyordu. Kaşlarını çatarak yanıma yaklaşırken telefondakine bir şeyler daha söyleyip kapattı. "Sormaya korkuyorum ama bu yüz ifadesi de ne?"

Üstten üstten bana bakarken, bakışlarımı hiç bozmadan kafamı kaldırıp ona baktım aynı zamanda kaşlarımı da çatmaya başladım. "Neyden korkuyorsun be?" dedim çirkefçe. Tipim mi korkutuyor acaba diye düşündüm bir an, "Asıl korkmak istiyorsan git aynaya bak, sevimsiz suratını görünce korkarsın!" dedim bakışlarımı düzeltip.

Az önce kendi kendimi gaza getirmiştim resmen.

"Çocuk musun sen, bu tavırlar da neyin nesi?" dedi düz bir sesle. Biraz mimik eklesen ölmezsin demeyi çok isterdim ama daha çok damarına basmak istemiyordum. Bu adam da hemen sinirleniyordu!

Göl Işığı | Gece Yarısı Mucizesi Donde viven las historias. Descúbrelo ahora