18. Bölüm GERÇEK Mİ ? SAHTE Mİ ?

16.1K 821 739
                                    

Aşklarım, ballarım, birtanelerim öncelikle 100k için çok teşekkürlerimi iletiyorum. O kadar mutluyum ki bunun için çok minnettarım🙏 Hissettiklerimi geçen bölümde söylemiştim bu yüzden tekrar yazıpta sizi bölüme geç götürme gibi niyetim yok.

Bir de bol bol yorum ve oy atabilir misiniz? Oy sayısı okunma sayısının yarısına bile eş değer değil. Bu da benim yazma hevesimi kaçırıyor, lütfen oylarınızı eksiltmeyin.

🕯️

350 OY-500 YORUM SINIRI

18. Bölüm GERÇEK Mİ ?
SAHTE Mİ ?

Gerçekliğe ters düştüğüm zaman da sahteliğe yol arıyordum.

Çünkü ben sahte olamayacak kadar gerçek, gerçek olamayacak kadar sahte biriydim.

Buna karşımdaki adamda dahildi, o da sahteydi, ya da gerçek.

Kimse gerçek değildi, ya da herkes sahteydi.

"Biliyorum." dediğinde şaşırmıştım. Ters bir tepki vermesini beklemiştim, ama o sadece biliyorum demekle yetindi.

"Nasıl yani?" diye sordum.

"Biliyorum İzel. Gökay her ne kadar sana kötü davransada ona aşık olduğunu biliyorum. Onunla mutlu bir evlilik sürdürmek, hayata tutunmak , her şeyden önce düzgün bir cinsel hayatınızın olmasını o kadar istiyorsun ki bunu görebiliyorum. Beni kandırmana gerek yoktu." ne saçmalıyordu bu adam? Böyle bir şey söz konusu bile değildi. Ben Gökay'ı bildim bileli ondan nefret ediyordum, yatağına girmeye bile tiksiniyordum. Tabi birkaç gece dışında, o da insanı ihtiyaçlar.

"Böyle bir şey yok Barkın! Kendi kafandan kurulup bana söylenme."

"O zaman bana inandır."

"Neyi?"

"Onu sevmediğini beni sevdiğini bana inandır! İnandır ki inanayım, seni koruyayım, yanıma alayım. Sen benim değil onun yanında olduğun müddet ancak düşmanım olursun." Öyleydik zaten. Sadece düşman; kocamın düşmanı.

"Benden ne istiyorsun ?" dediğimde kurumuş dudaklarını diliyle ıslattı.

"Doğruları söylemeni..." dudaklarını açık bıraktı, konuşacağını anladığımda lafa girmeden bekledim. "Yanımda olmanı." dedi. Ama ben çok kararsızdım, kime ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Bak ben kâhin değilim düşüncelerini okuyamam, bana en azından şu an için benim hakkında ne düşündüğünü söyle"

"Ne düşüneceğimi bilmiyorum..." başımı önüme hafif eğdim,"sadece bunun yanlış olduğunu biliyorum." dedim. "Şimdi bunları duyduğun için beni öldürecek misin?" dediğimde kaşlarını çattı.

"Hayır! Seni öldürmeyeceğim. Bir daha aklına böyle bir şey gelmesin." dedi sinirle. Gergin ses tonlamasıyla konuşurken beni de geriyordu. Bu kadar yükselmeye gerek yoktu, aslında benim yükselmem gerekti, çünkü o beni basına vermişti. Bunu unutamazdım, beni basına verirken bu kadar masum durmuyordu.

"Nasıl güveneceğim sana ?" güvenmem saçma olurdu, zaten güvenmiyordum ona. Bana karşı olan güvenini çoktan kırmıştı, bir daha geri kazanacağını düşünmüyordum.

ZAMANSIZ AŞK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin