"İkisi aslında kardeş. Biri dragondan, diğeri ise Cherry den kovulma. Daha doğrusu önce Cherry'nin eski lideri büyük kardeşi bünyesinden çıkarıyor çünkü onlardan mal kaçırdığını öğreniyor. Küçük kardeşte onu dragona almak istedi ama kabul etmedim. Israr edince onu kovdum. İkisinden de bir süredir haber alamıyordum. Daha doğrusu Kang Min bizim elemandı ve bir süre onun boş boş gezdiğini biliyordum. Ondan sonra Yoongi ve Jennie'nin olayları oldu ve önceden dragondan kovduğum kişileri izlemeyi bıraktım. Kang Min'de onlardan biri. Desiti'den hiç çıkmadı ama çıkmasına da gerek yoktu zaten. Abisi çıktı ve Seul'de işi kurdu. Kang Min buradan çıkardığı hapları ona yolladı ve sattılar."

"Hapları kendileri üretiyor yani ?" Dedi Taehyung. Yavaşça kafa salladım.

"Üreten kişilerin çoğu eski dragon üyesi. Babam yani eski lider öldüğünde büyük bir temizlik yaptım..yapmak zorunda kaldım daha doğrusu."

"Bu yüzden bu kadar rahat saklanabildiler."

"Dragon Desiti'deki en iyi adamlara sahiptir. Bu her zaman böyle oldu. Kang Min kovulana kadar örgütleşmemişler ama o konulduğunda iki kardeş herkesi bir araya getirip işi kurmuş. Burada satamayacaklarını biliyorlardı. Bu yüzden dışarı çıkardılar malları. Tabi bu aralar giriş çıkışında biraz boş olması işlerine gelmiştir." Diye açıkladım.

"Yoongi ve Jennie'nin gitmesi seni fazla etkiledi. Kontrolü kaybetmedin ama biraz boşladın." Dediğinde onu inceledim. Her şeyi bu kadar rahat mı söylüyordu cidden.

"Korumam gereken kişiler azaldı. Uzun..uzun zaman olmuştu. Diken üzerinde geçirdiğim onca yıldan sonra..biraz ara vermek istedim."

"Pekala. Sen gelmeden önce biraz adamı sorguladım. Yerlerini buldum. Eski bir kilisenin alt katını kullanıyorlar. Üretim orada yapılıyor. Nerede olduğunu biliyorum. Başlarında başka biri yok. Hatta ekip liderlerini yakaladığımız Desiti'de duyulunca biraz gerilmişler. Artık daha nadir gidiyorlar mekanlarına."

"Hızlısın."

"Olduğu kadar. Sana ötmeyeceklerini biliyordum çünkü onları her türlü öldüreceğini biliyorlardı. En azından diğerlerini kurtarmaya çalışıyorlardı ama onlara özgürlüğü vadettim."

"Peki şimdi ?"

"Ölüler. Jennie için dediği şeyler hoşuma gitmemişti." Dedi ayağa kalkarken. Onunla beraber bende kalktım.

"Bir kaç gün orayı izlemek daha mantıklı. En azından daha kısa sürer çünkü bütün üyeleri görmüş oluruz. Kilise..bildiğim bir bölgede. Açıkçası şehrin dışına doğru harabe bölgede kalıyor. Bu yüzden her şey daha mantıklı. Bizden uzak, kontrol edilmesi düşük olasılık bir yer."

"Eski yaşadığın yer" Dediğimde duraksadı. Göz göze geldik. Tabi ki de Jennie ile aralarındaki şeyi duyduktan sonra onu araştırmıştım. Belki geçmişini iyi saklamış olabilirdi ama Desiti'de bir bilgi varsa mutlaka ona bilen kişileri tanıyordum.

"Benim tek bir evim oldu oda Cherry."

"Anlıyorum tabi." Dedim silahımı masadan alıp belime yerleştirirken. Kulağıma dolan sesle son kez ona baktım.

"Jennie gelmiş aşağıda ve bence benim için gelmedi."

"Onun çabuk sıkıldığını söylemiştin."

"Hayır, çoğu şeyden çabuk sıkılır dedim." Dediğimde gülümsedi.

"Zor muydu onlar yokken burada yaşamak ?"

"Bir...boşluktu Taehyung. Benim gibi biri için her boşluk cehennem. Neyse ki ben o cehennemden hiç çıkamadım."

▪︎▪︎▪︎

My ghostWhere stories live. Discover now