Evlilik için her şey hazırdı. 2 gün sonra tören vardı, sarayın bahçesi süslenmiş masalar kurulmuştu. üstten ışıklamdırmayla aydınlatılıyordu.
omeganın ailesiyle konuşulmuş anlaşılmıştı. omeganın yattı denildiği alfayı bulup zindana atmıştım, kızın biriyle saçma sapan bir plan yapmışlardı, ikisini bir sürgün edecektim.
omegayla dün konuşmuştuk. giyeceğimiz kıyafetlerde hazırdı. yarın akşam omega sarayda kalacaktı, sabah birlikte hazırlanacaktık. ordanda tören olacaktı.
...
TÖREN GÜNÜ
Sabahın köründe kalkmıştım. aşırı stresliydim şu an. Banyodan üstünde bornozla çıkıp kendimi direk yatağa attım.
ayağa kalkıp dolabın önünde manken gibi astıkları hanbokumu elime aldım.
uzun uğraşlar sonucu hanboku giyebilmiştim. aynadan kendimi incelerken hizmetçiler geldi odaya.
"ah efendim hazırlandınızmı? ben saçınızı yapması için birini göndereceğim" selam vererek odadan çıktı.
10 dk içinde tae'yle birlikte bir erkek omega girdi içeriye. "jungkook, aşırı iyi görünüyorsun" tae konuşuken yanımdaki omega yanında getirdiği çantanın içindeki eşyaları masama diziyordu. "olmuşmuyum?" gülerek ellerini omuzlarıma koydu.
"evet. omeganı gördünmü?" aynadan ona bakıp, hayır anlamında başımı sallasamda konuşma ihyacı duydum. "yok daha hiç birbirimizi görmedik, ne oldu?"
"sordum"
omega saçımı yapıp gitmişti. "zaman yaklaştı, ben aşşağıya omeganın yanına iniyorum. sende bahçede kurulu olan tahta git." başımı sallayıp ayağa kalktım. içeriye hizmetlilerden biri girip. törenin başladığını felan söyleyip gitti.
bahçeye çıktığımda çok fazla kalabalık olduğunu gördüm. askerler geldiğime dair haber verince her kez sustu. tahta ilerleyip oturdum. etrafa baktığımda her kez alkışlıyordu.
biraz zaman geçince, omegayı gördüm kuzeniyle birlikte geldiğim yoldan oda ilerliyordu. bir eliyle hanbok unu tutmuştu. bir elide kuzeninin kolundaydı.
Bana baktığında gülümseyerek oturduğum tahtın yanındaki tahta onu oturtup bende yerime geçtim.
saçlarını boyamışlardı, üstündeki hanbokla çok güzel olmuştu. ona baktığımı hissedince bana dönmüştü. stresli olduğu çok belliydi.
iki kişi ellerinde şerbetle yanımıza geldi. ikimizde ayağa kalktık.
yemin et şerbeti iç derken törenin sonuna yaklaşıyorduk. ...
"efendim omegayı almamız gerek" yanımdaki hizmetliye dönüp baktım. ahh şu gelenekler saçma sapan işler. "tamam" omega hizmetlinin peşinden ilerlemişti. omega gittikten yarım saat sonra bende yerimden kalkıp saraya girdim.
odama girdiğimde omega yatağın önündeki koltuğa oturmuş yere bakıyordu. üstünde gecelik üstü olduğu belli olan uzun bir hırka vardı. hizmetliler giydirmiş olmalıydı.
"çok yoruldum" başını kaldırıp bana baktı. "bende".
üstümdeki hanboku çıkartıp banyoya girdim.
yarım saatten fazla kaldığıma eminim. üstüme bornoz geçirip odaya girdim. omega hala oturuyordu.
saçlarımdaki nemi havluyla alıp havluyu odada bir kenera attım. omegaya yaklaşıp karşısında durdum. "sen neden hala yatmadın?"
"bilmiyorum, bana beklememi söylediler" gülüp başımı salladım. elimi beline atıp ayağa kaldırdım. "neyi beklediğinden haberin galiba yok" bakışlarını boybuma indirdi. yanakları kızarmıştı. zaten salak değildi neyi beklediğini bilirdi.
"gerçekten eşim olmak istermisin yoksa sadece kağıt üzeründe olman yeterlimi?" oflayarak başını omzuma koydu. utanıyordu.
istediğini anlamıştım. her omega eşiyle olmak isterdi. geri çekilmediğine göre istiyordu. "istiyormusun istemiyormusun?" bir elim belindeyken oda yüzüyle ellerini kapatıp başını omzuma koymuştu. "istiyorum"
gülümseyip saçlarını öptüm. "o zaman hadi bakalım yatağa geç"
başını kaldırıp dudaklarını öptüm. ellerimi beline tamamen sarıp kendime daha çok yaklaştırdım.
...
uzun aradan sonra bir bölüm
yorumlarınızı istiyorum.
çok saçma bir bölüm ama neyse
Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
yoonginin hanboku
Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
