21

127 13 8
                                    


yoongiden;

Odaya çıktıktan biraz sonra bir çalışan gelip kraliçenin beni çağırdığını söylemişti. Beni neden çağırdıki bak heycanlandım şimdi ben. üstümdeki hanboku düzeltip hızlıca kraliçenin odasına gittim. Heycanlansamda düşünmeden kapıyı tıklatıp gel sesini bekledim kraliçe gelmemi söylediğinde içeri girdim. Karşısında saygıyla eğildim. "Ah tatlım gel şöyle" hemen yanındaki koltuğu göstermişti.

"şey, beni çağırmışsınız" heycanlanıyordum işte ne yapayım heycanlanınca hal hareketlerime yansıyordu davranışlarım. bunlardan bir taneside dudaklarımı dişleyerek ellerimle oynamam olabilir. "Senin le hiç konuşamadık şu sıralar malüm olaylar" biraz imalı konuşunca çekinceyle başımı eğdim. Sanırım oğlunun içeceğine ilaç katmamdan bahsediyor. Ama isteyerek yapmadım ki. Bu yüzden ceza mı verecekti bana.

"Ben özür dilerim efendim, kendimde değildim ne yaptığımın farkında bile değildim" Anlayışla başını sallamıştı. "Jiminle görüşebildinmi?" o ormanda kaybolduğumda beni bulmuştu.

"ormanda yanıma gelmişti kolye verip ortadan kayboldu" başını salladı. "Neyse, daha önemli işlerimiz var Jungkookla evlendiniz ama taç giyme töreni olmadı" evet anlamında başımı salladım. "henüz taç giyme töreni yapmayı düşünmüyoruz. En azından bir kaç aylığına oğlum taç giyme törenini yapmak istediği zaman yapılacak tören" Anladım dercesine başımı salladım. Aslında dolaylı yoldan sana güvenmiyoruz dedilerde bakma bir şey diyemiyorum. "Hem o sırada sende gerekli şeyleri öğrenmiş olursun. Sonuçta eşine yardım etmen gerekecek. Aa bak eş demişken sizin aranızmı bozuk?"

uff strese girdim ben şimdi. " Hayır neden ki?" Ayn böyle salağa yat. "Dün o olaydan sonra sanki sizi biraz soğuk gibi gördüm sabah yemektede aranız kötü gibiydi" yalan bul. "Yok. Size öyle gelmiştir aramız kötü değil, Jungkook biraz zaten gecede sabaha doğru geldi yorgundu biraz herhalde ondan öyle sandınız" Kraliçenin neden birden yüzünün düştüğünü anlamasada merak etmişti. "Şey neden moraliniz bozuldu?"

"Aa yok ben sadece bir şeyi hatırlamaya çalıştımda, neyse aramız iyi diyorsan iyidir" Ne oldu bu kadına ya. Birden beti benzi attı. "Başka bir şey yoksa ben gidiyorum" başıyla onaylamıştı. odadan çıktığım zaman merdivenlerden inmeye başladım. tam kendi katımdaki koridora gelince Jungkook la denk geldik.

"Ben sana odaya geç demedimmi?" sesi her ne kadar sert çıksada cevap verdim. "kraliçe çağırmıştı o yüzden çıktım odadan, şimdi gidiyordum zaten"  Kaşlarını çatıp başını hafif eğdi. "Niye çağırmış seni?" yutkunup baktım. "şey ilk jimini sordu sonrada taç giyme törenini hemen yapmayacaklarını söyledi ondan sonrada aramızın kötü olup olmadığını sordu"

"Umarım bir şey anlatmadın?" hayır anlamında başımı sallayıp devam ettim. "Hayır, senin işlerinin yoğun olduğunu gecede sabaha karşı geldiğini yorgun olduğunu o yüzden siz öyle sanmışsınızdır dedim" Dilini ağzının içinde dönderip başını salladı. "iyi geç odaya görmiyeyim  seni dışarıda" tamam anlamında başımı sallayıp odaya girdim.

...

jungkooktan:

Annemin odasının kapısını tıklatıp içeri girdim. Makyaj masasına oturmuş makyajını tazeliyordu. "Oğlum hoş geldin geç otur." Odasındaki koltuklardan bir tanesine oturup anneme baktım. Ağzımı açıp konuşamayınca sanki hissetmiş gibi konuşmaya başladı. "Az önce yoongi vardı yanımda"

"Biliyorum. Gelirken gördüm". İçimde bir huzursuzluk var,öyle böyle değil yengem olcak şahıs ayrı darlıyor,babam ayrı yoongi ayrı bunaldım iyice. "Şimdi bana bak bakim sen" Tamam annemin şivesi kaymaya başladığına göre dertleşme moduna bürünmüştü. "Baktım" küçük çocuk gibiyim ya. "Sizin aranız mı bozuk?" Allahım genemi o soru. Rahatsızlıkla yerümde kıpırdanıp cevap verdim. "Yok, Yoongiyede aynısını sormuşsun"

royal landsWhere stories live. Discover now