24

84 13 9
                                    


Sabah kahvaltıda herkes bir aradaydı,Yoongi sabah akşama göre fazla halsiz kalkmıştı. İkiside jungkook kızgınlığa girer sanmıştı ama girmemişti. O yüzden ikiside tıpış tıpış aşşağıya inmiş kahvaltı yapıyorlardı.

Jungkook'un huysuz olması gerektiği yerde Yoongi bu gün aşırı gergindi. Ne zaman o bitki çayını içti, bir agresiflik sarmıştı üstünü.Jungkook aşırı asık suratlı duran eşini koluyla dürttü. Yoongi ne var dercesine bakınca yoongiye eğilip konuştu "neyin var senin? Bu kadar asık suratlı durma" dedi demesine ama yoonginin tavrı pek sevecen değildi. "Ben miyim asık surat. Sen ailenin yüzlerini farklı açıdan felan mı görüyorsun asıl asık surat onlar" Jungkook ailesinin alakasını anlamasada şöyle bir kafasını kaldırıp bakınca yoonginin haklı olduğunu gördü. Ama bu altta kalacağı anlama gelmezdi. "Evet ama bu surat asman için geçerli bir sebep değil"

Yoongi de jungkook dan aşşağıya kalır yanı olmadığı için oda geri karşılık vermekten çekinmedi. "Sen surat asma o zaman" jungkook ters bir şey söyleyip eşini kırmak istemediği için sustu.

"Toplu ortamda kulaktan kulağa konuşmak ayıptır bilmezmisiniz. Ne konuştuysanız bizimlede konuşun" jungkookun yengesi harin konuştuğunda jungkook tam konuşacağı sorada yoongi ondan önce konuşmuştu. "Sizi ilgilendirseydi sizinle konuşurduk zaten" jungkook eşinden böyle nir şey beklemediği için şaşırmıştı. Sonuçta yoongi ailesinin yanında ağzını bile zor açıyordu. Sadece jungkook değil herkes şaşırmış gibiydi. Jungkook annesine baktığında annesinin kahvaltısına devam ederek sırıttığını görmüştü. Annesine bakarken yemgesinin sesini duydu  "Hah, daha dün gelen süt çocuğuna bak sen, jungkook seni iki günde şımarttı seni herhalde"

Jungkook yengesine cevap verecek gibi olsada yoongi susmamış geri cevap vermişti. "Şımarılacak bir durum görmüyorum. Aramızda geçen konuşma sizi ilgilendirmediğini söyledim bu mu zorunuza gitti?" Harin tam cevap vereceği sırada kral harinin sözünü bölmüştü. "Yeter! Saygısızlığa lüzüm yok. Sende eşini sustur haddini aşmasın" Jungkook çenesini sağa sola hareket ettirsede bir şey demedi.

Yoongi bir şey demeden yemeğine devam etmişti. Ama Harin denen kadın susacak gibi durmuyordu. "Dün gecenin bir yarısı sarayın dışarısında ne yapıyordun jungkook? O saatte eşinin yanında uyuyor olman gerekmezmiydi?" Yoongi Başını kaldırıp Jarine baktığında sırıtarak ona bakıyordu. Bu kadının derdi neydi tanrı aşkına! Yoongi ne kadar cevap vermek istesede sustu. "Zaten eşimin yanından ayrıldım. Aklındaki düşünceleri sil lütfen" Kadın gülüp ağzının içinde bir şeyler geveledikten sonra çalışan omegalardan birine fincanını uzatmıştı.

Kral biraz sonra bütün çalışanları dışarı çıkartmıştı. "Şimdi onu bunu bırakın, saray şu sıralar güvenli değil Taenin bayılması yoonginin başına gelenler açıklanabilir değil" Harinin kızı saejin konuştuğunda ona baktılar. "Sözünü bölüyorum ama jiminin gidebileceği güvenli yeri sadece iki tane. Ya ona bakan omega büyükbabasının evi yada büyülü orman." Kral kıza bakıp konuştu. "Büyükbabasının evine asker gönderildi ev yıllarca kullanılmamış vaziyette geriye tek çare büyülü orman var. Oraya hiç bir asleri gönderip te tehlikeye atamam."

"Bende ondan bahsedecektim. Yoongi bir kere girebildi bence bir kere daha girebilir" Jungkook yoonginin lafını duyduğu gibi araya girmişti "Hayır! Eşimi böyle bir tehlikeye atmanıza izin veremem. Zaten sorun ormana girmelte değil ormandan çıkmakta" kralın aklına fikir yatsada bir omegayı bu tehlikeye atmazdı heleki o omega oğlunun eşiyse.

"Bu çok tehlikeli o ormandan sağ çıkabileceği bile soru işareti." Yoongi eşine yaklaşıp bir şeyler fısıldamıştı. Jungkook biraz düşünüp ceplerini aradı. "Yoklar" kraliçe oğluna bakıp merakla konuştu. "ne yok oğlum"

royal landsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin